Belki Vietnam'dan iki kupa pirinç, Hindistan cevizi, bir paket Havana purosu ve Endülüs'ten gümüş bir kama da koymuştur. Çantanın dibindeyse - gece yansı
Meksika'sından bir şişe tekila,
Amerika'dan mısır konservesi,
Brezilya'dan da bir paket şeker...
Bunun yanı sıra
Ekvator'dan kahve,
Çin'den çay, Kolombiya'dan bir tutam muz ve
Fildişi Sahili'nden minyatür bir fil,
Japonya'dan sushi ve hatta yarım
bir ıstakoz -Puerto Rico kıyılarında
balıkçıların tuttuğu...
Erkek yürüyor, çantanın ağırlığından eğik omzuna Endonezya'dan bir papağan konmuş, koltuk altına İrlanda'dan bir kitap
sıkıştırmış. Bir pazar çantası, dünyanın yarısını sığdırmanıza yeterli. Bütün dünya içinse ne gerekli? Belki de eşikte bir öpücük,
çantayı elimden almadan
ve kitaba dalmadan önce? Al sana yarısını dünyanın,
ver bana öteki yarısını.