Evin Çiçek
-
-

Sivas ilinin İmranlı (Macîran) ilçesinin Çengellî dağı eteklerinde Çimen köyünde dünyaya gelir. Dêrsim’deki Dûzgûn Baba Dağı gibi 3.5000 metre yüksekliğinde olan Çengellî’de kutsaldır.
Khêmerê Qelxeru gibi, kırk gözeden de kutsal su akar. O kadar soğuktur ki, kaynak noktasına el dokundurulamaz. Çevre köylerin Alevi inancına sahip insanları tarafında kırk göz (çel çavî) de, doruk noktasında dini ayinler yapılır. Burası kurbanların kesildiği, dinsel tapınmaların yüzyıllar boyunca yapıldığı, çok eski inanç kaynaklarının “İnka” uygarlığının Kuzey Batı Dêrsim’deki yeridir. Yazar çocukluğunda bu ayinlere tanık olur, dahil edilir.
Annesi Mılan-Şadi aşiretleri kökenli, babası ise Mılan-Zerıki (Xormekan aşiretinin bir kolu) aşiret ve boyundan gelmedir. Yazarın büyük babaannesi, büyükdedesi ve yakınları bizzat Koçgiri ulusal kurtuluş hareketinde savaşçı olarak yer alırlar. Toplu kıyımdan geçirilirler. Büyük babaanne sağ kalmayı başarır. Teslim olmaz ve Dêrsim’e geçer. 15 yıl Seyd Rıza’nın köyünde kalır. İkinci evliliğini yaptığı Kürt halk kahramanlarından Memikê Tarbasê orada bir pusu sonucu öldürülür. ondan olan iki oğluyla 1938’de Koçgiri’ye döner. Tarbas köyüne yerleşir.

Yazar ilkokula köyünde başlar. Yıllarca önce ekonomik nedenlerle İstanbul’da çalışmak zorunda kalan dede ve baba onları da oraya götürürler. İkinci sınıftan itibaren istanbul Ortaköy’de Kılıç Ali Paşa ilk okulunda öğrenime başlar. Aksaray,Oruç Gazi ilkokulunda mezun olur.

Orta okul ve liseyi Cibalideki Cibali Kız Lisesi’nde okur. Liseyi bitirince işçi sınıfının durumunu, koşulları kavrama, yakından tanıma, üreterek yaşama, aileye maddi yük olmama istemiyle işçi olarak çalışmaya başlar. Bu arada Kürt ulusalcılarıyla dostluk geliştirir. Ulusal sorunla ilgili olarak bilgi sahibi olma, gelişme atakları gösterir. 12 eylül askeri cuntası gelmiştir. Operasyonlar gerçekleşir.

İstanbul’da çok sayıda ulusalcı Kürt gözaltına alınır. Botan’lı bir erkeğin yaptığı itiraflar sonucu evi basılır. Yakınları da sorguya alınırlar. Annesi gördüğü işkencenin sonucu hasta düşer. Cezaevi kapılarında askerlerle tartışır, onurlu bir Kürt ananın tavırlarını sergiler. Tavizsizdir. T.C. görevlilerinin yaptıkları uygulamalar çok ağır gelir.

Evin Çiçek, iki ay boyunca işkence, sorgu merkezinde tutulur. Değişik uygulamalara tabi kalır. Bu uyğulamalar onun bağımsızlıkçı yapısının daha çok güçlenmesine, ödünsüz davranma, direnişçi olma gereğini anlamasına neden olurlar. Kalbinde taşıdığı ulusalcılık tohumu yeşermeye, büyümeye başlar. Geriye adım atmaz.Tutuklanır. Selimiye Askeri Cezaevi’nde ve Metris cezaevinde kalır. Tutukluyken girdiği üniversite sınavını kazanır. Tahliye olduktan sonra Şişli Siyasal’a kaydının yaptırır ve öğrenimine devam eder. “ne kadar çok öğrenirsem, bilirsem, halkıma o düzeyde öğretmenlik yapabilirim, yol gösterebilirim” anlayışıyla hareket eder. Üniversiteye başlar, ama sürekli polis takibi altındadır. İzlenir. Rahat bırakılmaz.
Yüksek Öğrenim Kanunu çıkartılmıştır. Üniversitelerde yeni düzenlemeler yapılır. Girdiği bölümün adı değiştirilir. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi- Kamu Yönetimi bölümünden, süresi içinde mezun olur.

1983 de Botan’lı bir Kürtle evlenir. Öğrenciyken yeniden çalışmaya da başlar. Hem üretir, hem de okur. Okulu bitirince, bir yıl da yabancı dil öğrenimi gördükten sonra büyük oğlu bir aylıkken Siirt’te yerleşir. Amacı halkına hizmet sunmaktır. İdeolojisine göre davranır. Tümüyle yabancısı olduğu bir ortamda bir süre değişik sıkıntılar yaşar. Uyum sağlama sorunuyla karşı karşıya kalır. Sorunları aşar ve halkla bütünleşir.

1988’de İnsan Hakları Dernegi Siirt şubesini açarlar ve yönetim kurulu üyesi olur. 1989’da gazetecilik yapmaya başlar. Bölgede var olan gelişmeleri, insanlığa karşı işlenen suçları yansıtır. Ölüm tehditleri almaya başlar. O, yoluna devam eder. 1990’da İHD şube başkanı olur. Kürtlerin kurdukları Halkın Emek partisi’nde yönetici olur. 1991’de ikinci kez anne olur. Defalarca ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Sürekli yakın takib altındadır. Tehditlere maruz kalır. Şehri terk etmez. Çalışmalarını sürdürür. “Ben sömürgecileri bu düzeyde saldırganlaştırıyorsam, demekki varlığım, çalışmam, üretimim, halkımı savunmam iyi bir noktada. Aynı tempoda devam etmeliyim. Dozajımı yükseltmeliyim.” der. Bu çalışmalar sırasında halka yapılanlara tanık olduğu için bir yönden de sürekli acı çeker. Mutluluklar ve mutsuzluklar iç dünyasında çarpışırlar. Ölüm korkusu yaşamaz. Çünkü bölgede halka yapılanlar onu bin kez ölüme götürüp, getiren acılar yaşatırlar. Katılaşır. “ Ne yapabiliyorsam yapacağım. onurlu bir yaşamdan başka seçenek yok. Ben aydın sorumluluğuyla davranmak zorundayım. Bana ne diyemem. Halktan kopuk yaşayamam. onların sesi olmak zorundayım. onları korumak asli görevlerimden biridir. Bu gün bu istemlerimin bedeli ölümdür. Korkmuyorum.Umrumda değil. Çocuklarım ülkesiz kalacaklarına, annesiz kalsınlar.” der. Bayan olarakta yalnızdır. Çok kez Uluslararası Af Örgütü görevlileri kendisiyle ilgili olark, yaşamının tehlikede olduğunu belirterek “acil” çağrılar yaparlar. T.C yöneticilerine mesajlar gönderirler.

1990’da Helsinki İzleme Komitesi (HRW) Danimarka görevlisi Eric Sisby’nin önerisi ve istemi üzerine kendisine insan hakları ödülü verilir. 1993’de Kurdistan Ulusal Meclisi (KUM) üyeliğine seçilir. Nisan 1993’de Kürdistan Yurtseverler Birligi’nin davet ettiği diğer altı gazeteciyle birlikte Güney Kürdistan’a gider. Bazı görüşmelerde bulunurlar. Orada, Zele alanına geçer. Üç ay PKK gerilalarıyla birlikte kalır. İki ayrı kitap çalışması yapar ve kuzeye döner.


Ekim 1993’de Koçgiri’ye giderek 1921’i araştırma çalışmasını başlatır. Kendi yakınları ve diğer yaşılarla görüşür. Kasım 1993’de aranma durumuna düşer. Kendisiyle birlikte yarğılanmak isteyenlere 12-15 yıl ceza istenir. Küçük oğlunu alarak ülke dışına çıkar. O günden beri iki oğluyla birlikte sürgünde yaşamakta. 1999’da boşanır. Halen evli değil. Kendi halkıyla ilgili çalışmalarından yayınlananlar olduğu gibi, halen yayınlanmayı bekleyenlerde mevcut.

Basılan çalışmaları:

Sevgiye Sınır Koyamazsınız (1998, Medya Yayınları)

Kocgiri Ulusal Kurtuluş Hareketi (1999, APEC Yayınları)
Tutkular ve Tutsaklar (2000, Peri Yayınları. Türkiye’de basılan ilk çalışmadır. Çıkar çıkmaz toplatıldı ve dava açıldı. Yayınevi sahibine bir yıl altı ay ceza verildi.
Awaza Serpêhatîyan I, II, III (2004, Peri Yayınları, kürtçe şiir kitapları)
Ararat Yolcuları, İnsan Ticareti, Göç ve Mültecilik (2005, Peri Yayınları)
Kadınca Yargılama (2006, Peri Yayınları)
Basıma hazır iki çalışma ;
Ateş Altında Hukuk
Jenosidlerin Gölgesinde Türkiye de Ulus Devlet
--
-
---
_



... 2005 © Dergi H@vuz

2001 © H@vuz Bilgi Bankası