1946'da Muğla Yatağan
İlçesi'nin Cazkırlar Köyü'nde doğdu. 1967'de Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarla Bitkileri Bölümü'nden mezun oldu. Kısa bir süre Tarım Bakanlığı Uşak İl
Tarım Müdürlüğü'nde çalıştı. 1968'de Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım
Ekonomisi Bölümü'ne asistan olarak girdi. 1974'de bilim doktoru, 1980'de doçent,
1989'da profesör oldu.
Üniversitede Tarım Ekonomisi ile "Çiftçi Örgütlenmesi ve
Kooperatifçilik Ekonomisi" alanında uzmanlaştı. Çalışmalarını İzmir'de
sürdürüyor.
Toplumumuzu Aydınlatanlar: Prof. Ayhan ÇIKIN
Ayhan’la arkadaşlığımız Yatağan orta okulunda başladı. O
öğrenciydi, ben öğretmen. Bu arkadaşlığımız yaşamımız boyunca sürüp gitti.
Ayhan çok çalışkan bir öğrenciydi. Müthiş bir öğrenme hırsı vardı. Yatağan
Ortaokulu’nda elinden geldiğince çevreye ışık saçmaya çalışırdı. Şiir, diğer
sanat ve kültür etkinlikleriyle okulun
çevreye karşı görevlerini yerine getirmeye özen gösterirdi. Bu çalışmalarda
Ayhan hep öndeydi...
Ayhan, Yatağan’ın Cazgırlar Köyü’ndendi. İlkokulu orada
okumuş, sonra Yatağan Ortaokulu’na, oradan da Muğla ve Aydın Liselerinin Fen
kolunda öğrenimini sürdürmüştü. Lisansını, E.Ü. Ziraat Fakültesi, Tarla
Bitkileri Bölümü’nde (1962-1967) tamamlamıştı. Lisansüstü Tarım Ekonomisi:
Doktora 1974, Doçentlik 1980, Profesörlüğü de 1988’dedir
Yayınlar, sempozyumlar:
Tarım ekonomisi, özellikle tarımsal kooperatifçilik alanında
ulusal ve uluslararası düzeyde 50 den
fazla bilimsel toplantıya bildirili katılım, konusunda 18’i kitap olmak üzere
100 den fazla yayın.
Başlıca yayınları: Tarımda Prodüktivite Kavramı ve
Ölçülmesi, Köy Kalkınmasında Kooperatiflerden Yararlanma Biçimleri, Türkiye
Çiftçisi İçin Daha Etkin Bir Örgütlenme Modeli, Kırsal Alanların Sanayileşmesi
ve Kooperatifler, Kooperatiflerin Tarım İşletmeleri Üzerine Ekonomik Etkileri,
Tarımsal Kooperatif İşletmeciliği, Mikro Ekonomi, Genel Kooperatifçilik,
Türkiye’de Bir Kooperatifler Bankası Kurulması İhtiyacı ve Hedefleri, Tarımsal
Kooperatiflerin Yönetimi, Avrupa
Birliği ve Türkiye’de Tarımsal Kooperatifçilik Hareketleri.
Ayhan Çıkın’ın bilime bakışı (kendi deyişi ile):
“Bilime, evrendeki her
türlü olguyu gözlemleyerek, deneyler kurarak elde edilen bulguları bilgiye
dönüştürme uğraşısı olarak bakıyorum. Daha sonra bu bilgileri işleyerek onu
fikir ve düşünceye dönüştürme süreci alır. Fikir ve düşünceye dönüşen
bilgilerden sonra onu, insanların (toplumların) sorunlarına çözüm üretebilecek
projelere dönüştürme sanatı olarak bakıyorum bilime.”
Ayhan Çıkın ayni zamanda bir şairdir. İşte şiire-sanata
bakışı:
"Şiir bir yan uğraşım. Herkes gibi
gençliğimde şiir yazmıştım. Ancak büyük usta Nazım’ın şiirleriyle tanıştıktan
sonra, şiirden çok kendimi bilime yönlendirmiştim. Hastalığım süresince bir
öğrencimin eski şiirlerimden seçtiklerini kızımla birlikte kitap haline
getirince (Zaman Çiçeği,2000) şiirin
ortasında buldum kendimi,
sonra Ortak
Kalpler Türküsü, Papirüs yayınları, 2005.”
“Doğal olarak toplumcu gerçekçi bir şiiri kucaklıyorum,
ayrıca yaşadığım çevre ve o çevrenin koşulları şiirime yansıyor. Ayrıca kendi
yaşamımdan örnekler sunuluyor.”
Ayhan’ın
Ortak Kalpler Türküsü kitabından bir şiir:
SÖZ
|
Benim vahşi çocukluğumu
Dağların vahşi kayalıkları törpüledi
Kekliklerin yazdığı aşk türkülerini
Çalıkuşları söyledi koyaklarda
Geçse de sevdanın vakti zamanı
Daha söyleyecek sözlerim var dostluk üstüne
Yaşarken kendimi yalnızlığın en tenha yerinde
Ne varsa dünden bugüne hesabıma yazılan
Yetmezse güzelliklere malım mülküm
Can pazarında ödünç bulduğum
Bir kalp var, satar da giderim. |
Ayhan Çıkın hakkındaki yazıyı bitirirken içime hem gurur,
hem hüzün kapladı. O, Yatağan’ın bir köyünden çıkmış, en yüksek tepeye
tırmanmıştı. Dostumdu, gururumdu. Ama o en yüksek noktadaydı. Çin lideri Mao’nun
bir sözü vardır: “Bilim ağacın ulaşılmaz noktasındaki
elma olmamalıdır, o insanlar tarafından yenilmelidir.”
Sevgili Ayhancık dallarını eğdi, ama ondan ne kadar yararlanabilirdik? Yazdıkları
köy kesimimiz, tarım kesimi için ne kadar yararlı şeyler… Bunlar, bunları
halkımıza ulaştıracak kişilerin, örgütlerin çabalarını bekliyor…
YATAĞAN GAZETESİ, 09
Aralık 2005
G Ü N
C E L
Mehmet K A R A
|