ana sayfa / editörden / içindekiler / iletişim / arşiv / havuz hakkında

 

Şiir Bir Bayrak Yarışı




Merhaba Ali Asker. Bir şaire sorulacak en kolay ama en önemli sorulardan birinle başlayalım. İlk şiirlerin hangi dergide yayınlandı?

Varlık Dergisi'nde. Broy Dergisi'nde bir şiirim çıktı sonra. Afşar Timuçin’in o ay seçtikleri arasına girdi şiir. Büyük bir motive oldu benim için. 1985’in başlarıydı, Gösteri Dergisi'ne şiir vermeye gittim. Masada Adnan Özyalçıner vardı. Şiirimi uzattım, okudu, “Hilmi Yavuz’a yakın, basarız” dedi.
Dışarı çıktım. Biraz dolaştıktan sonra geri geldim dergiye. Şiirimi istedim. Adnan Özyalçıner şaşkındı. Daha ilk şiirlerini yayınlayan bir şairin cesareti onu şaşırtmıştı
galiba. Hilmi Yavuz şiirine yakın görülen o şiiri yırttım.
1985’in sonlarından itibaren düzenli olarak Adam Sanat’ta yayınladım şiirlerimi.

Özellikle ilk şiirlerinde deniz, iskele, vapur, martılar sıkça var. Okur, bir kartpostal önünde sanki. Nereden geliyor bu deniz sevgisi?

İstanbul - Anadoluhisarı’na 1979’da ailemle birlikte geldiğimde 15 yaşındaydım. İtanbul’da ilk arkadaşım eski Galata Köprüsü oldu (Sonradan arkadaşım parçalanıp bazı parçaları tersanelere dağıtıldı , bazı parçaları da demircilere satıldı.) Galata Köprüsü’ne gider, oradan saatlerce denize, iskelelere bakardım. Bir aşk mektubu gibi düşünürdüm iskeleler arasında gidip gelen vapuru. İskeleye yanaşmasını, iskeleden uzaklaşmasını seyrederdim. Sevinçle toplanan martıların karşı iskeleye kadar vapuru geçirmelerini... Denizin her halini sevdim: Denizin hüzünlü hali...
Denizin sakin hali... Denizin öfkeli hali... Deniz kendini bana, ben kendimi denize anlattım.

Sevdiğin/ beğendiğin şairler?

Bütün Türk şairlerini seviyorum. Ama, hani bir çocuk, her gece en sevdiği bir oyuncağıyla yatar ya yatağına, benim de böyle bir şairim var: Oktay Rifat. Sonra Metin Eloğlu; üzgün bir Üsküdarkeş olduğu için belki de. Bir de Ergin Günçe. Frankfurt’tan hemşehriyiz onunla. Oturmuş bir dönem. Finkenhof dutlarından, dut ağaçlarına konan baykuşları anlatır. Yıl 1975’ler. “Türkiye Kadar Bir Çiçek” kitabı, Türkiye’nin ağlama defteridir.

Şiirde sürekli birilerinin öne çıkarılması, sadece o tip şiir yazılırmış gibi sunulması rahatsız edici. Bu konuda senin düşüncelerin neler?

Şiiri hep bir bayrak yarışı olarak gördüm, görüyorum. Ne adına: İyiliğin, umudun, aşkın, barışın, yani güzel olan herşeyin. Egemen Berköz’ün bir şiiri vardır, şöyle biter: "Kardeşlerim, kucaklayıp gözlerini öptüğüm Atilla, Giacomo, Muzaffer, Tayyip, Arthur, Silahlarınız burda, ellerimde geçmek için yeni ellere." Dedim ya şiir bir bayrak yarışıdır. Şair reklamlara tav olmamalı, zeminini sağlam seçmelidir.

Kendi kuşağından en çok hangi şairin şiirine kendini yakın görüyorsun?

Dönemimin şairleri Sunay Akın, Hüseyin Alemdar, Küçük İskender, Hakan Savlı... Yakın değil akrabalarım olarak görüyorum onları.

   
 

Ali Asker Barut


2001 H@vuz Bilgi Bankası - 2005 Havuz Dergisi

design by tema-solutions