|
Ben bir göçmen kuşum desem sanırım yakıştırma
doğru olacak. Bir dostum benim için o bir göçmen kuştu ve bir başka sevdanın peşinden daha uzaklara uçmuştu... diyordu bir yazısında.
1961 yılında Posofta doğdum. İlk göç ortaokul sonrasında Artvin (yatılı) Erkek Öğretmen Okulunun
sınavını kazanmamla başladı.Sonra peşinden Mersin ve Kars Dede Korkut Eğitim Enstitüsü geldi.
Öğretmen olduğumda daha çok zorunlu göçler başlamıştı benim için. İlk görev yerim Diyarbakır
Çüngüşte maaş almak için yaşım küçük olunca (17) bir yaş büyütmek zorunda kaldım. Sonra Diyarbakır
ve Elazığda altı görev yeri değiştirdim. Kürt halkının konukseverliğini tanıdım.
Okul yıllarından öğretmenliğe güzel ülkemin kötü yönetimlerinde siyasal nedenlerle kısa bir
süre tutuklu kaldım, sonraki yıllarda bir kez gözaltına alindim.
Türkiyedeki son görev yerim Bursada da iki yer değiştirdim. Son görev yerimde branşım
beden eğitimi oldu. Bu arada Türkiye Hentbol Federasyonuna bağlı hentbol antrenörü olmuştum.
Çalıştırdığım Uludağ İlköğretim Okulu Kız Hentbol Takımının 1990da Türkiye birincisi
olmasının ardından yurt dışına çıktım. Bu seferki göç daha uzaklaraydı ve bir tesadüf
sonucu Hollandanın şu anki yaşadığım kentine yerleştim.
Yaşam mücadeleydi her yerde ve benim yeni topluma uyum sağlamam zaman alacaktı.
Hâlen Türkçe Öğretmeni olarak çalıştığım iki katolik okul çalışma alanındaki göçümü
sonlandırmıştı ama diğer alanlardaki göçlerim başlamıştı bu sefer.
Buradaki eğitimciliğe ilişkin kısa süreli onlarca kursun yanı sıra Türkiyede yarım kalmış
İşletme Fakültesini dışarıdan bitirmem de bu süreçte gerçekleşecekti.
Ve zamanla ben de giderek değişecektim. Var olan ilgi alanı yelpazesine (eğitim, spor,
müzik, -bağlama- psikoloji, -hipnoz- fotoğraf, İngilizce vb. ) yenileri eklenecekti: Uluslararası Af Örgütü, bilgisayar-İnternet ve edebiyat.
Evet, edebiyat... Yaşadıklarım ve koşullar beni pasif bir okur olmaktan çıkaracak yazmaya
yöneltecekti. Çünkü göç son bulmamış ve bir sevda uğruna daha da uzaklara, iki kez
ABDye göçecektim. Ve bu süreçten ilk şiir kitabım Kutup Yıldızı doğdu.
Sonra ikinci şiir kitabım Aşka (v)eda geldi peşinden. Kitaptaki bir şiirde, yaşadıklarımdan
çıkardığım sonuçlar; (ve diyalektik materyalist bakışla) yaşanan aşk ve sevgiler (ve özellikle
ayrılıklar) açısından ilişkilerde koşulların belirleyici oluşunun altını çizerek Aşk Üç Kişiliktir dedim.
Sanırım bundan sonra da göçlerim, yaşadıklarım,
arayışlarım, duygu ve düşüncelerim yazdıklarıma / yazacaklarıma yansıyacak. Sevgi temelinde toplumsal paylaşım amaçlı olacak.
Son olarak; sevgi-aşk uğruna yıldızlara göçmem gerekirse bir saniye tereddüt etmeyeceğimi biliyorum. Çünkü ütopyalar, yıldızlar güzeldir,
yıldızlara ulaşmış olmak da. Ama daha önemli ve daha güzel olan göç yolculuğunun kendisidir.
|