Göğün Çaldığı Kuş

palyaçolar gece sokağa çıkmaz tanrım
kırmızı şeritler diyarı sesler çınnn
elbisesi kirli ablalar doğurur kaldırımlar
palyaçolar gece sokağa niçin
çıkmaz ama lunaparklar ıssız peçeli
gün yüzü sürmemiş yara sürdüren ablalar
doğurur kaldırımlar
bakire kız gibi ulur göğün
piç ceplerinde uzuvları kimsesiz
hissesiz köz
göğsümün sacına damlar burnum
palyaçolar gece sokağa çıkmaz, kimlik sorar
melekler ona, dışarısı gür
şer tayların nallarına sıkışmış sefil bir önlük
kahkahalar hesabına düşmüş, yanmış yalandan toy
bir bahar, bir iğdiş, bir soğuk keçeli ıssız
hit pazarında komşular cenazeyi diriltir
pantolonlar döl, bisikletler düşünceli, ölüler serkeş
palyaçolar şeker dağıtmaz, tutar aşık olur bir dansöze
kedi ölüsü gibi kalır kadehte ağzın, beden kör
fırtına düşer örtülerin börtü çan vaktine
tanrım, bu dervişi kim katar vagonuna kün
vinç ezdi kulaklarımı, peruğum gözüme is
alnımda türlü ipek kem köz baskınlarım
şurup değil, şarap içtik annemle annem bilmez
masalar çingene külleri, dişim ağrıyor usta
usta dişimde esir bir halk sallanıyor
usta annemle şarap içtik, babam bağ
bağırdım kuytu yastıkta donum yok
içime çektim dışım kar
pencerede misafir yok
çığlık mı, o da ne!
başım ağrıyorsun sevgilim, vinç ezdi kulaklarımı
köşe başında bilyelerimi kapıştı tanrılar
tanrım palyaçolar gece sokağa çıkmaz, kan
konuşur şark, gül satar döşümün nadideleri
ulur bakire kız gibi göğün
hesabını ben ödüyorum, ne palyaçosu!

                                       TANER CİNDORUK

                                                                         Sis
  
  Taner Cindoruk