Değerli Sanat Dostları, Sevgili Okurlar,
Evet, kendi kendimize her sene sonunda mırıldandığımız
klasik sözlerden biri: "Ne kadar çabuk geçiyor zaman!.."
Bize göre de öyle. Fakat geri dönüp baktığımızda gerek
dergi, gerekse yayımladığımız kitaplarla "çabuk geçen zamanı" en iyi
şekilde değerlendirdiğimizi görüyor ve bundan büyük mutluluk duyuyoruz.
500'e yakın ve birbirinden değerli yazın dostunun
destekleriyle, Havuz 2008'de dördüncü yayım yılına girecek. Hem bunu kutlamak,
hem yılın yorgunluğunu atmak (?), hem de sanatseverlerle birlikte olabilmek
için 22 Aralık Cumartesi günü "2007'ye şiir, tiyatro ve müzikle veda"
etmek istedik. Tüm sanatseverleri, tüm siz değerli okurlarımızı, Darmstadt
Literaturhaus (Edebiyatevi), Kasinostr. 3 adresinde bekliyoruz.
Dergimizin www.dergi.havuz.de sayfasında etkinlik hakkında
detaylı bilgi bulmak olası. Sizlerden tek ricamız yetişkin çocuklarınızı da
birlikte getirmeniz.
Bu senenin üçüncü kitabı dergimizin yazarlarından Alper
Akdeniz'e ait. Basım hazırlıkları biten bu kitabı da Aralık ayı içide
okurlarımıza sunmak arzusundayız. Yeni yılda basıma girecek onlarca kitap
sizlerle buluşmak için sabırsızlanmakta.
60. Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarında Havuz
Yayınları'nın da yer alacağını şimdiden duyurmak istiyoruz.
Gelin 2007 yılını, bir dostumuzun dergimize gönderdiği şu fıkra ile bitirelim:
Bir
adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir koyun alır. Neden sonra,
yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu
Hacı Bekaş-ı Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.
O zamanlar dergâhlar ayni zamanda aşevi işlevi de
görmektedir. Durumu Hacı Bektas-ı Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş-ı Veli:
“Helal değildir” der ve kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı
durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder.
Adam ayni şeyi Hacı Bektaş-ı Veli'ye de anlattığını
ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun sebebini sorar.
Mevlana söyle der:
"Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir
şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul
ederiz ama o kabul etmeyebilir."
Adam üşenmez, kalkar Hacı Bektaş dergâhı'na gider ve
Hacı Bektaş-ı Veli'ye, Mevlana'nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun
sebebini bir de Hacı Bektaş-ı Veli'ye sorar.
Hacı Bektaş da söyle der:
"Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise
Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden bir damlayla bizim gönlümüz
kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni
kabul etmiştir."
Keşke
savaşsız, kavgasız-gürültüsüz bir 2008
dileyebilseydik. Biz kitaplar
çoğaldıkça/ okundukça, silahların/ savaşların,
kavga ve gürültülerin azalacağından eminiz. Şimdilik
savaşsız bir yıl dilemek oldukça uzak... Ama sizler, siz
yarınlarımız;
"Bir gün mutlaka!.." bunu başaracaksınız!
Tüm
sanatçılarımızın, okurlarımızın bayramını ve yeni yılını kutlar,
sağlıklı, mutlu ve bol kitaplı bir 2008 yılı dileriz.
Şubat sayımızda buluşana değin, hoşça ve dostça kalın.
|