Özgürlüğün Ağırbaşlı Oğlu
Yaşamın ve şiirin çileli yolcusu, Tuna'nın bilge oğlu Attila József'in,
(Macarların söyleyişiyle József Attila'nın), 3 Aralık 1937'de, saat 19.35'te,
otuz ikinci yaşının soğuk bir kış akşamında yük vagonlarının arasına bıraktığı
yalnızca canı, teni, bedeni değildir. Acılarla, yokluklarla, sevgisizlikle, her
anlamda açlıklarla geçen bir yaşamı da bırakır tonlarca metal yığınının
arasına.
Bin bir güçlükle dolu bu yaşamı kim solusa, herhalde dayanamaz, onursuzlaşır,
silikleşir, ufalır giderdi. Oysa Attila József onca yokluktan güzellikler,
sevgiler damıtır. Acıları güzel dizelere, çağrışım yüklü imgelere, geleceğe
kalan benzersiz içtenlikte şiirlere dönüştürür. Böyle direnir onu kıskıvrak
kuşatan sömürü koşullarına. Ama bu hiç de kolay bir iş değildir.
Dünya
hiçbir zaman barışın gönencin, mutluluğun dünyası
olmadı. Bazı dönemler
diner gibi olsa da, sürekli, kan, gözyaşı, yoksulluk...
Büyük yığınların kırdan
çözülüşleri, makineleşme ile birlikte kentlere
akınları; başka ülkelere göçleri
(ki Attila József'in babası da böyle ailesini,
ülkesini terk eden biridir),
çocukların, kadınların, işçilerin içine
düşürüldüğü korkunç yoksulluk, Birinci
Dünya Savaşı'nın yıkımı, faşizmin Almanya'da ve diğer
ülkelerdeki yükselişi
Attila József'in yetişme koşullarını, dolayısıyla bilincini ve
duyarlılığını
belirler.
Büyük ustaya armağan
Büyük
dönüşün dönemlerinin, bunalım çağının
güçlükleri sanatçı duyarlılığı için
daha dayanılmazdır. Yıpratıcıdır. Yalnızca tanıklık değildir Attila
József gibi
bir şairin omuzladığı eylem. Gelecekten seslenir insanlığa. Bir
Baudelaire
gibi, bir Lautréamont gibi, Puşkin, Yesenin, Mayakovski, Lorca,
Neruda, Aragon
gibi... Günümüze güçlü bildirisi olan
bir şairdir.
Sesi, Türk ekinine hiç uzak olmayan Attila József'in doğumunun 100. yılında,
Türkiye'deki anma etkinlikleri içinde, Sevgi Can Aysevener ve Orhan Tüleylioğlu
tarafından hazırlanan Evrenle Ölç Kendini adlı bir armağan kitap yayımlandı.
Edebiyatçılar Derneği Yayınları içinde yer alan ve Macaristan Cumhuriyeti
Büyükelçiliği'nin katkılarıyla basılan kitap, şair üzerine yazılmış altı şiiri,
yirmi inceleme ve anma yazısını, kendi kaleminden özyaşamını, otuz yedi seçme
şiirini ve elyazısıyla şiirinden örnekleri içeriyor. Kitapta ürünleri bulunan
yazarlar ise yazınımızın değerli adları: Ahmet Oktay, Kemal Özer, Metin
Demirtaş, Ataol Behramoğlu, Behçet Aysan, Müslim Çelik, Sevgi Can Aysevener,
Remzi İnanç, Edit Tasnádi, Ahmet Telli, Ahmet Özer, Ahmet İnam, Yıldırım B.
Doğan, Sezai Sarıoğlu, Öner Yağcı, Türkel Minibaş, Haydar Ergülen, Neşe Yaşın,
Kubilay Aysevener, Sunahan Develioğlu, Onur Toparlak, Selçuk Ülger, Selçuk
Candansayar.
Kitabı hazırlayanlar alanlarında yetkin yazarlar. Sevgi Can Aysevener Türkiye'nin
önemli hungarologlarındandır. Ankara Üniversitesi DTCF Hungaroloji Bölümü'nü
1998'de bitirdi. 1998-2002 yılları arasında Türk-Macar Dostluk Derneği'nde
yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Yüksek lisans teziyle ilgili olarak
aldığı bursla Budapeşte'de araştırmalar yapan Aysevener, Attila József'ten
olduğu kadar, Macarcanın diğer büyük şairi Petöfi'den şiir çevirileriyle,
Istvan Örkeny'den çevirdiği öykülerle, Macar tarihi ve Macar medyası üzerine
incelemeleriyle de tanınıyor. Evrenle Ölç Kendini'de yer alan 'Geçmişim Bir
Kaya Gibi Düşüyor İçimden' başlıklı yazısında da, Attila József'e yaraşır
duyarlılıkta, dönemin ekinsel ve toplumsal gelişmeleri bağlamında, özenli,
ayrıntılı bir yaşamöyküsü sunuyor okura.
Attila József, Türkiye'de ilk defa, Militan dergisinin Mart 1975 tarihli 3.
sayısında tanıtılır. Militan dergisinin kurucularından şair Ataol Behramoğlu,
kitaptaki 'Sonsuzca Genç...' başlıklı ve Nâzım Hikmet'in dizeleriyle sürdürdüğü
yazısında şöyle diyor: "Attila József, çok genç bir yaşta sırların sırrına
ermiş, şiirlerini yüreğinin kanıyla yazmış ender şairlerdendir. Onun
yaratıcılığında, şiirle o şiirin yaratıcısı insanı birbirinden ayıramazsınız.
(...) Karanlık bir çağda akla ve iyiliğe inancını ve bağlılığını böylesine
koruyabilen; türdeşlerini aklın ışığına, iyiliğin sıcaklığına, kardeşliğe, aşka
böylesine içten bir duyguyla çağırabilen çok az şair vardır..." (s. 51)
Ayrıca Behramoğlu yıllar önce, 'Attila József'in, 'Şehrinde Bir Köprüden
Tuna'ya Bakmak' adlı şiiriyle, onun hüzünlü bakışını lirik bir söyleyişle,
güzellikle işlemiştir.
Kemal Özer, József'le ilgili 'Ararken' adlı şiiri yazmasının yanı sıra, Edit
Tasnádi'yle birlikte yaptığı çevirilerle, József'in Temiz Yürekle adlı kitabını
hazırlayıp yayımlamasıyla şairin Türkçede tanınmasına büyük emek vermiştir.
Evrenle Ölç Kendini'deki yazısında günümüzle ilgili önemli vurgular yapıyor:
"Şimdi bakınca, 1986'dan sonra dünyanın yaşadığı, o günlerde daha gündeme
gelmemiş olan değişimin başka bir boyut daha eklediği görülüyor onun şiirine. Sosyalist
dönemin ardından liberal saldırı, kendi ülkesinde onu da yeni bir aranışla yüz
yüze getirmiş durumda. Sözünü ettiğimiz gerçek kimliğine karşı, daha o kimliği
edinmeden yazdığı metafizik içerikli erken şiirleri ortaya çıkarılıyor ve
gerçek kimliğinin taşıdığı (bütün o saydığımız) değerler, sosyalist dünyanın
dayatmasıyla varolmuş, bugün artık önemini yitirmiş gibi gösterilmek
isteniyor." (s. 41)
Küreselleşme sürecinin sanata, şaire yaklaşımını açıklaması anlamında önemli
bir gerçeği dillendiriyor Özer. Benzer bir yaklaşım Ahmet Telli'nin yazısında
da vardır. (s. 62)
Attila József 1905'te güçlüklerle dolu bir dünyaya doğar. Çamaşırcılık yaparak,
büyük bir dirençle, sabırla çocuklarına bakan can şenliği, annesi Borbála
Pöcze'nin yaşama veda edişiyle, on dört yaşındaki Attila József'in çilesi daha
da artar. (İlerde yazacağı şiirlerde annesi direncin, ortak özlemlerin
simgesine dönüşür.) Önce akrabalarının yanında kalır. İzleyen dönemde Miklos
Horthy diktasının şiddeti artar. Bu arada şairimiz sürekli okur. Şiirlerini
yerel gazetelerde yayımlamaya başlar. Çok beğendiği şair Gyula Juhász'la
tanışır. On yedi yaşındayken ilk şiir kitabı Güzellik Dilencisi yayımlanır. Bu
arada liseyi dışarıdan bitirir. Edebiyat fakültesinde edebiyat ve felsefe derslerini
izlemeye başlar. Yirmi yaşında ikinci şiir kitabı Haykıran Ben Değilim
yayımlanır. 'Temiz Yürekle' şiiri yüzünden fakülteden uzaklaştırılır. Önce
Viyana Üniversitesi'ne, ardından Sorbonne'da okumak üzere Paris'e gider.
Bilinci ve şiiri gitgide gelişir. Marta Vagó'ya sevdalanır. Kısa sürede
ayrılmaları onu sarsar. Ruhsal sorunlar yaşar.
1929 ekonomik krizi Macaristan'ı da vurur. Bu yılda üçüncü kitabı Ne Babam Var
Ne Anam yayımlanır. 1930 yılında girdiği Macaristan Komünist Partisi'nde tüm
sanatsal ve ideolojik donanımını seferber eder. 'Köylere' adlı bildirisi
yayımlanır. Emekçileri eğitir. 'Kalabalık' şiirini yazar. Ancak politik
istemlere bire bir uyum gösteremez. Bireysel dünyası, kişisel eğilimleri her
zaman daha ağır basar. Şiir söz konusu olunca şiiri yüceltir, seçimini şiirden
yana yapar. Ödün vermez. Böylece güzel-duyusal bütünlük korunarak da politik
mücadele içinde olunabileceğinin etkili bir örneğini yaratır. Bu bile günümüze
başlı başına bir iletidir, bildiridir. Şiirinin düzeyini hiç düşürmemiştir.
Sınıf kavgasından da geri durmamış, hatta şiirini de cepheye sürmekten
çekinmemiştir.
1931'de ruhsal sorunları sürdüğü bir dönemde Devir Gövdeyi, Ağlayıp Sızlanma
adlı kitabının yayımlanmasıyla toplatılması bir olur. Ardından şairin 1932'de
Kenar Mahallede Gece, 1936'da Çok Acıyor adlı kitapları basılır. 1937'de,
Flora'yla tanışır, sevdalanır.
Türk yazınının seçkin adlarından Remzi İnanç kitaptaki yazısında bu
yaşamöyküsünü, dönemin toplumsal gelişmeleriyle birlikte ele aldığı yazısında,
Türk yazınının kırk kuşağı şairleriyle akrabalık bulmaktadır.
Şair için güzel şiirlerden birini de Metin Demirtaş yazmıştır: 'Attila
József'le Tanışma' İşte şairi her yanıyla kavrayan bu şiirin sonundaki dizeler:
"(...) Yurduna, sınıfına, annesine duyduğu sevgi/Yoksulluk, faşizm ve
şizofreni/Aşklar, acılar, yürek üzgünlükleri/Yani çağdaş olan ne varsa/süren
şimdi bizim de hayatımızda/Öylesine ince/Ağrıyan bir yan buldum
şiirlerinde./Sevdim Attila József'i//Ve yaşadım kalbimde bir an/Kalbinin
gelgitlerini."
Şifozren tanısı kondu
Kitaptaki en ilginç bilgiler veren yazılardan biri, Edit Tasnádi'nin, Attila
József'te (ve genelde) yazın müzik ilişkisi konusunda değerli açılımlar içeren
'Attila József ile Bela Bartók' başlıklı yazısıdır. Şair, usta besteciden,
redaktörü olduğu 'Güzel Söz' dergisi için yazılar alıp yayımlar: Halk Türküleri
ve Halk Müziği, Petranu'ların Saldırılarına Yanıt. Attila József besteci
üzerine, 'Bela Bartók'un Disonansına Dair' adıyla bir inceleme yazısı yazmak
ister. Bu incelemenin 'Ayı Oyunu' başlıklı taslağından yola çıkan Tasnádi, şu
vargıları belirlemektedir: "(...) şair Attila József şiir, müzik ve
sanatın özünü yoklamakta, değinmek istediği temel estetik tezler ile Bartók'un
çok tartışılan müziğinin modernliğini anladığını kanıtlamakta ve aynı zamanda
kendi ozanlık çabalarına, sanat anlayışına da ışık tutmaktadır. Taslağına 'Ayı
Oyunu' adını vermesi de, o sıralarda aynı adla çıkan, son şiir kitabının yeni
türden sanat anlayışını Bartók'un sanatı ile kanıtlamak istediğini ve şiirini
Bartókvari bir sentez ile yaratmaya çalıştığını göstermektedir." (s. 56)
Şairin, Bartók'la ve müziğiyle olan ilişkisine Ahmet Özer de değiniyor. (s. 68)
Ayrıca, Tasnádi'nin aktardığına göre, müzikolog Zoltán Móser, 'Domuz Çobanı
Türküsü' adlı halk ezgisi ile şairin 'Yaz Öğleden Sonrası', 'Yüreklendiren',
'Gönlünde Sakladığın', ve 'Fareli' adlı şiirleri arasında ilişki kurmaktadır.
(s. 58)
Ahmet İnam, şairin 'Şiir Sanatı' adlı ünlü şiirinin ayrıntılı bir çözümlemesini
yaparken, her şeye karşın akla verdiği önemi, aklı savunusunu, insanlığın
iyiliğini akla yönelmesinde gördüğünü vurguluyor kitapta. Oysa kötülükleri
birebir yaşayan kişi olarak şairin bu tavrının yanında, kimi düşünürlerin aynı
kötülüklerden aklı sorumlu tutmaları ilginç bir çelişkiyi oluşturmuyor mu?
Yıldırım B. Doğan kimilerince şaire konan şizofren tanısının kolaycılık
olduğunu, gerçekte ise o koşulları teninde, canında yaşayan çok duyarlı bir
kişiliğin başka türlü olmasının olanaksız olduğunu belirtiyor. Sezai Sarıoğlu
yazınımızdan örneklerle ve özgün koşutluklar kurarak, şairi bir tragedya öznesi
olarak işliyor. Öner Yağcı, şairin tutarlılığı, direnişi, kavgası üzerinde
dururken, dünya yazını içindeki yerini vurguluyor. Türkel Minibaş, yetkin
bilimsel yaklaşımıyla, József'in yaşadığı yılların sosyo-ekonomik analizini
yaptıktan sonra, günümüzün küreselleşme saldırısı bağlamındaki anlamını
yazıyor. Haydar Ergülen, kendi yaşamından çağrışımlarla kurmuş dünyasındaki
József'i. Neşe Yaşın, şairin, ülkesiyle ve her şeye karşın yitirmediği
inancıyla ilişkiler kuruyor. Kubilay Aysevener'e göre "insanın dünyayı
kavrama, değerlendirme ve biçimlendirme becerisi", kendini bütünün anlamlı
bir parçası olarak görmek çabasını ortaya çıkarmaktadır. Bu durum kişiyi
yaratıcı eyleme yöneltir. József'in felsefesel anlamı, yaratıcı etkinlikle
kendini var etmek, bazı noktalarda bağlı olmakla birlikte geleneğe karşı koyuş,
yeni ve benzersiz olanı yaratmak, yalnızca kendi istenciyle üstün ve seçkin bir
ahlâkı kurmaktır. Sunahan Develioğlu, Nâzım Hikmet'le Attila József' arasında,
yaşamları ve şiirleri bağlamında koşutluklar üzerinde duruyor. Onur Toparlak
şairden çevirdiği 'Ninni' şiirinin çeviri ve müzikleştirme süreciyle ilgili
deneyimlerini aktarıyor. Selçuk Ülger on beş yıldır Almanya'da taksi sürücülüğü
yapan bir ziraat mühendisi. O da József'in şiirine duyduğu büyük yakınlığın
öyküsünü, özellikle de 'Anne' şiirinden yola çıkarak anlatıyor. Selçuk
Candansayar ise şizofren tanısıyla şiirinden kanıtlar bulma çabasına girişiyor,
ne ki vardığı sonuçlar okur için pek de doyurucu olmuyor. Çünkü yalnızca 'Şiir
Sanatı'ndaki dizeler bile ne 'kendi aklıyla' (s.150), ne de genel bir olgu
olarak akılla savaşmadığını göstermeye yeter.
Yurdunda çektiği onca acıya karşın yurduna sevdalıdır şairimiz. Günümüzün
aymazlarına, değerlerini yitirmekten yoksullaşanlara bu yanıyla da çok şey
söyler onun şiirleri. Özgürlüğün ağırbaşlı oğludur Attila József. Her zaman
gönülden, her zaman dost...
Attila József
Derleyen: Sevgi Can Aysevener, Orhan Tüleylioğlu
Edebiyatçılar
Derneği Yayınları, 2005
215 sayfa
ISBN 9757822202
Kaynak: http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=ktp&haberno=4097
Resim: http://www.flickr.com/photos/ckaroli/1361033817/in/set-72157594234042460/