DERGİ/ YAYINEVİ HARİTASI

 
Martıların Düğünü - Merih Günay
 

 * DİL DERNEĞİ ÖMER ASIM AKSOY ÖDÜLÜ MERİH GÜNAY'IN 

Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü ile Dil Derneği Kerim Afşar Ödülüne değer görülen yapıtlar belirlendi. Her iki ödül de 26 Eylül 2008'de gerçekleştirilen 76. Dil Bayramında sahiplerine sunuldu.

Ömer Asım Aksoy’un düşüncelerini gelecek kuşaklara aktarmak için Dil Derneği’nin Aksoy Ailesiyle birlikte düzenlediği Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü, 2008'de öykü dalında açıldı. Ödüle birçok yapıt aday oldu.      

Füruzan, Hidayet Karakuş, Zekeriya Kaya ve Sevgi Özel’den oluşan Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü seçici kurulu ödülü, Martıların Düğünü adlı öykü kitabıyla Merih Günay’a vermeyi kararlaştırdı. 

Martıların Düğünü, 1969 doğumlu Merih Günay’ın ikinci kitabı. Günay’ın dergilerde yayımlanmış, ödüllendirilmiş birçok öyküsü bulunuyor.

Ömer Asım Aksoy'un 2008 yılı içinde yitirdiğimiz çocukları Prof. Dr. Suat Aksoy ile Şevket Süreyya Aksoy'un da anıldığı törende ödül, Merih Günay'a ulaştırılmak üzere Süha Aksoy tarafından Sevgi Özel'e verildi.

  

Martıların Düğünü - Öykü

Merih Günay

H@vuz Yayınları
D-Messel/ 2007
ISBN 3-9808611-7-1
80 sayfa/ 6.00 €
Büyük boy kapak

 

  Sunum:         

"Bir Yudum Öykü" ya da "Bir İçim Su"

Benim için tüm sözcükler kutsaldır. Kim tarafından söylendiği ya da yazıldığı önemli değil. Elbette konuşanın ya da yazanın becerisi sayesinde bir sözcük kullanıldığı yerde belki daha şık durabilir. Ama bazı sözcükler vardır ki hem kullanıldığı yerde eşsiz bir güzellikte durur, hem de nitelediği varlıkların varlığına cümbüşlü bir renk katar. Bir de başka dillerden dilimize dadanmış (girmiş) bazı sözcükler vardır: Ne yaparsak yapalım onları sözcüklerimiz arasından ayıklayamayız ve kapıdan kovsak bacadan, bacadan kovsak kapıdan girerler cümlelerimize. Ben böylesi arsız sözcükleri çok severim. Bu sevdiğim sözcüklerden biri de “nefer” sözcüğüdür. Onun yerine “er” sözcüğünü bulmuşuz ama er sözcüğünde bir güç gösterimi ve çeşitli anlamlara gelecek bir söyleniş biçimi vardır. Ama nefer sözcüğü hem zariftir, hem de sade bir yalınlık içerir. Bana göre bu sözcüğün söylenişinde gizli bir içtenlik vardır aynı Merih Günay’ın öykülerinde olduğu gibi.

Merih Günay’ı “Pabuçlarımın Yazarı” adlı  ilk öykü yapıtıyla tanıdım. İlk bakışta öyküler herkesin yazabileceği öyküler gibi gelmişti bana, ama biraz ilerledikçe öykülerdeki gizli içtenliği sezmeye başladım ve öykülemeyle yaratımın iç içeliği beni alıp son öyküye kadar götürdü. Yaşamıyla da öykülerindeki yalınlığa katkıda bulunduğunu görmem beni fazla şaşırtmadı. Sanırım onun öykülerindeki gizli içtenliğin kaynağı da burada.

Öykülerinde betimlemeyi tüm konuya yayan Günay’ın öykülerini okurken okuyucu çok dikkatli olmak zorunda, çünkü yazar aynı zamanda bir sözcük sıkıştırma ustası. Onun cümlelerinde sözcükler arasına sıkıştırdığı bazı sözcükler, yerine oturmamış gibi durur ve ilk bakışta okuyucuya anlamsız gelebilir, ama öykü ilerledikçe o sıkıştırılan sözcüklerin öyküdeki anlamı nasıl derinlemesine etkilediği kolaylıkla anlaşılır. İşte o zaman okuyucu o eğrelti duran sözcüğün durduğu yerde “çok şey” anlattığının farkına varır. Bu nedenle okuyucu öyküleri okurken o sıkıştırılan sözcüklere çok dikkat etmelidir.

Merih Günay, "Martıların Düğünü" adlı beş bölümden oluşan bu öykü yapıtında, bir dramı yumuşatarak gülümsetmiş. Bunu yapabilmek için de;  kötüyü, kötülüğün sembolü imgelerle, iyiyi iyileri anımsatan imgelerle belirginleştirmiş. Bazen bir zaman dilimini, bazen soyut bir varlığı “Körpelerin tatlı şamatası..., ya da pencereden seyrettiğim sokaklar asık suratlarını yumuşatıyor... ifadeleriyle kişileştirmiş. Zamanı ustaca bir paragraf vuruşuyla ileri ve geri götürebilmiş. Bir mekanı bir tamlamayla kolayca tanımlayarak okuyucunun sabrına dokunmuş. Öyküdeki olayları bir sesle dillendirip özelliklerinin ayrıntılarına inmiş. Önce gerçekleri fantezilerle birleştirip, sonra her iki unsuru birbirinden ayrıştırarak okuyucuya seçenekler sunmuş.  Efsanelerde sık sık geçen “İnsan tanrılar” yerine o “İşçi tanrıları” da ekleyerek tanrı söyleminin zenginleşmesine küçük bir katkıda bulunmuş ve yaşamımızdaki dümdüz algılamaları  o da fazla örslemeden “Acele etmedim. Yayları gevşemiş, çarşafı eskimiş de olsa, toprağın altına girmeden önce bir yatağın üzerinde geçirilecek her saniye, ölüye övgüdür diye düşündüm. Yetmiş sefil yılını, güneş yüzü görmeyen torna atölyelerinde, sıva tutmaz kira evlerinde geçirdiği dünyada, toprağın üzerinde birkaç dakika fazladan kalmasının bir sakıncasını görmedim. kendine özgü  o içten yalınlıkla okuyucusuna anlatmış.

Birinci tekil formuyla yazılan ve beş bölümden oluşan bu yapıtta yazar yer yer metinlerin içine yerleştirdiği soru cümleleriyle okuyucunun hem kendine, hem de kendinden ötekilere “Dününden ve yarınından ödü patlayan, bugün ise üzerindeki bir gömlek ve cebinde beş para olmayan pantolonla kapı önünde dikilen bir numune miyim? Sen de dünya güzeli bir yaratık, benzersiz bir lütuf mu? Kimsin sen yahu?” sorular sormasını sağlamış. Bu uzun öyküdeki bir başka özellik ise cümlelerin serbest duruşları içersinde birbirine delicesine bağlılıkları. Bu tür cümlelerde bazen okuyucuya ters gelecek ve onların düşüncelerini ters etkileyecek bir durum da sözkonusu. Ama o iki olumsuzluğu düşüncelerinde yoğuran okuyucunun ince dudakları arasına bir de gülümseme düşürmüyor değil elbette.

         Martıların Düğünü adlı öyküyü okuyup bitirdiğimde “Bir yudum öykü/ Bir içim su” sözcükleri dolandı bir süre dilime. O nedenle ben de bu öyküye bir yudum öykü adını verdim. Sizlerin de bu öykü kitabını okuyup, kitabı kitaplığınızın rafına yerleştirirken benim gibi “bir yudum öykü" ya da "Bir içim su” diye söyleneceğinizden eminim.  

            

                                                                                                       Murat Tuncel



* Kaynak: http://www.dildernegi.org.tr/TR/BelgeGoster.aspx?
F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF34DB62F0B84E69A8




ÖZ YAPIM oHGHer tür kitap, CD/ MS/ DVD/ VC yapımı, alım ve satımı Sahibi: Sibel Öz & Nida Öz Sicil NO. HRA 6900Vergi numarası: 07 353 30174  ÖZ YAPIM oHG Offene Handelsgesellschaft Herstellung von und den Einzelhandel mit Tonträgern, Videos undBüchern aller Art Geschäftsführer: Sibel Öz & Nida Öz  Amtsgericht Darmstadt - HRA 6900 Umsatzsteuer-Nummer: 07 353 30174 ÖZ YAPIM oHGDarmstädter Str. 3364409 Messel/ DeutschlandTel.: +49 (0) 6159 717950Fax: +49 (0) 6159 715195Mobil: +49 (0) 172 6940633E-Mail/ Weboezyapim@t-online.dehttp://havuz.de


    ® Öz Yapım oHG   H@vuz Yayınları - Kitaplar                             ©  Dergi H@vuz  ISSN 1864-0524