*Abidin'in Büyük Sanatçılığı Yeterince Bilinmiyor 

                  



Prof. Dr. M. Şehmus Güzel (fotoğraftaki), "Abidin Dino tanınıyor
fakat büyük sanatçı yanı yeterince bilinmiyor" dedi. Nazım'ın
"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin?" diye
sorduğu Abidin'i Prof. Dr. M. Şehmus Güzel,
3 ciltlik, 1.200 sayfalık "Abidin Dino" kitabında
anlattı. Güzel ile yakın tarihimizin en büyük sanatçılarından
Dino'yu konuştuk...






16 Mart 2008

- Neden  ve nasıl böyle bir çalışma yapmaya karar verdiniz?

- Abidin Dino’nun bizi 7 Aralık 1993’te terketmesinden sonra hemen hemen bütün gazete, dergi ve  benzeri yayın organlarında hemen hemen herkes bir şeyler yazdı. Abidin’i anmak için bunlar çok duygulu, sevimli ve son derece şirin şeylerdi.

Ama Abidin’i tanımak için yeterli değildiler. Yayınlanan makaleler ve haberler sayesinde şunu da farkettim: Abidin yeterince tanınmıyor. Ve hatta hayatına ilişkin kimi konularda, kimi noktalarda hatalar bile var. Bunlarda bizzat Abidin’in bile rolü olduğunu belirtmeme lütfen izin veriniz... Çünkü çocukluğundan beri rakamlarla arası iyi olmadığından (Robert Kolej’de orta öğrenimini terketmesinin nedenlerinden biri de mutlaka aritmetikti) Abidin, yaşamındaki önemli dönüm noktalarının tarihlerini bile yanlış anımsardı. Yanlış yazardı. O zaman bu yanlışların sürmesi bir yerde kaçınılmazlaşıyordu.

Bunun üzerine Abidin Dino’nun 23 Mart 1913’te doğumundan vefatına kadar geçen zaman dilimini kapsayan  bir çalışma için kolları sıvadım.

1993’ün hemen sonunda. Yanlız şunu da eklemeliyim Abidin’le Temmuz 1988’den vefatına kadar hayatının değişik dönemlerini söyleşi yöntemiyle yapıp kasetlere kaydetmiştim. Ve bir kısmını da değişik yayın organlarında yayınlamıştım. Ki bunları daha önce, bildiğiniz gibi, Abidin Dino ile Söyleşiler. Yazıları Hayat ve Sanat (Peri Yayınları, İstanbul, 2006) isimli kitabımda yayınladım. Abidin’le dostluğum, yakın arkadaşlığım Parisli yıllarımın başına, yani 1982 ve 1983’e kadar uzanıyor. O günlerden sonra düzenli olarak görüşmelerimiz elbette bu kitaplar için belirleyici veriler içeriyorlardı.

O günlerde Abidin’in bizi bırakıp gideceğini ve benim onu anlatacak  kitaplar yazacağım hiç mi hiç aklımdan geçmedi. Abidin’le bu meseleyi konuşmadık bile. Bu çok doğal, çünkü, Abidin’in bizi böyle birdenbire bırakıp gideceiğini aklımdan asla geçirmiyordum.

Bu çalışmamda Abidin’in bizzat anlattıkları işime yaradılar elbette. Ama hayatının geniş dönemleri hakkında yeterli bilgi yoktu. Abidin de zaten hayatının kimi dönemleri için hiç bir şey yazmamış, hiç bir şey söylememişti.

O zaman şöyle bir yöntem uyguladım; Abidin üzerine yazılanların ve  bizzat Abidin’in yazdıklarının tümünü okumak... Çünkü, Abidin, iyi bir çiftçi gibi birçok yazısına hayatından kimi sahneleri, kimi ufak tefek anıları tohum serper gibi serpiştirmiştir. Bunlardan hareket ederek Abidin’i hayatının değişik dönemlerinde yakından tanıyan insanlarla söyleşiler yaptım. Elbette en başta eşi, yeri doldurulmaz sevimli insan Güzin Dino ile. Güzin’le aynı konuları kırk kere konuştuğumuz oldu.

Her seferinde yeni bir şeyler daha ortaya çıkıyordu. Ve her seferinde bir öncekinde anımsanamayan bir isim, bir olay da kendini ele veriyordu. Güzin’le ve diğer dost ve arkadaşlarla dünya kadar kaset doldurdum. Abidin’in bütün kadim dostları en olumlu tarzda bana yardımcı oldular. Hepsine teşekkür borçluyum... Bu sevimli insanların listesini kitabın kaynakça bölümünde ve söyleşi tarihleriyle sunuyorum.

- Sonra ardından kitaplar geldi...

- Evet böyle bir çalışmadan sonra belli bir tarihi dizime göre anlatılanları derleyip toparlamak ve düzene koymak gerekiyordu. Ben de öyle yaptım. Ve bu üç ciltlik çalışma ortaya çıktı. Elbette bunların yayınlanması da başlı başına bir serüven oldu.Onu da başka bir gün anlatırım.

-Siz de belirttiniz Abidin Dino çok tanınan biri değil mi? O kadar tanınan birinin bilinmeyen nesi kalıyordu ki? Kitaplarınızda “yeni” olarak ne veya neler var?

-Bunu kitabı okuyunca göreceksiniz. A’dan Z’ye yeni bilgiler var diyebilirim. Evet haklısınız Abidin Dino çok tanınan birisi. Hele Adana’da dedesi Abidin Paşa Adana’da uzun sure valilik yaptı ve dünya kadar şey  gerçekleştirdi. Saat Kulesi gibi... İsmi şimdi bir caddede ve birçok mekanda yaşatılan Osmanlı İmparatorluğu’nun ve  döneminin önemli bir siyasetcisi ve devlet adamıydı Abidin Paşa.

Tornuna gelince, Abidin  Dino, önce 1926 yaz aylarında geldi Adana’ya at sırtında dolaştı. Ava çıktı mı? En güzel günlerini geçirdi Adana’da o çocuk... Babası Rasih Bey’le…

Sonra Abidin Dino 1943 başından 1945 ortasına kadar Adana’da “ikamete memur” olarak bulunduğunu görüyoruz. Yani sürgündü Abidin Dino Adana’da, kendi ülkesinde.

Dedesi bunu duysaydı bir fesuphanallah çekerdi ki Toroslar titrerdi, doğrusunu isterseniz. Ama 19. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın ortasına kadar köprülerin altından çok şu akmış, gel zaman git zaman devran dönüvermişti. Ama ne olursa olsun Abidin Dino ismi bugün, örneğin Adana’da şirin  bir  parkta yaşıyor. Bu da az şey değildir elbette.

Abidin için Adanalılar hem gerçek ve candan birer hemşeri olarak kaldılar... 1970’de Adana’yı ziyaretini de isterseniz başka bir sefer konuşuruz. Adana’yı, Çukurova’yı ve insanlarını çok sevdi Abidin. Tanığıyım. Hele o belalı sürgün günlerindeki  efendi, yardımcı ve dayanışmacı  dostlarını, Naci Bey’i, Yaşar Kemal’i, Orhan Kemal’i ve diğerlerinin...

Evet Abidin tanınıyor. Fakat Abidin yeterince BİLİNMEYEN BÜYÜK BİR SANATÇIDIR. Fransızcada "artiste complet" diye bir deyim vardır... Her parmağında binbir hüner bulunan sanatcıya denir ve işte hemşeriniz Abidin böyle bir sanatçıydı. Ve onu tüm yönleriyle anlatmak için de böyle hacimli bir çalışma gerekiyordu. Elbette Abidin hakkında herşeyi de söylemiş ve/veya yazmış ta değilim.

- Evet ben de onu sormak istiyordum... Abidin Dino’ya ve hayatına ilişkin  herşeyi anlatabildiniz mi? 

- Maalesef hayır. Bu hem mümkün değildi... Çünkü Abidin’i tanıyan, onunla birlikte bir süre yürümüş ne kadar insanla konuşursam konuşsam bile bilinmeyenler ve asla bilinemeyecekler var. Çünkü Abidin hiç bir zaman bütün hayatını a’dan z’ye kadar anlatmak yanlısı olmadı. Abidin anlatmayınca istediğimiz kadar araştırma yapalım bulamayacağımız ve ortaya çıkaramayacağız hayat dilimleri, an(ı)ları olacaktır. Bu istesek te istemesek te maalasef böyledir.

Hem de bu çalışma için yirmi yıldan fazla zaman içinde bizzat topladığım malzemeyi bile tümüyle kullan(a)madım. Çünkü bütün malzemeyi kullanmaya kalksaydım üç ciltten daha fazlasını yayınlamak gerekecekti. Ve bunun okuyucuyu yorması olasılığı vardı. O nedenle Abidin’in hayatının en önemli ve her açıdan onu tanımaya ve bilhassa bilmeye yönelik bu üç cilt bir çırpıda okunabilecek bir bütünlük içinde sunuluyor.Böylesi en iyisi oldu.






Kitap Yayınevi
Şubat 2008

Üç kitap, 476, 412, 356 sayfa
ISBN 9789756051856







* Kaynak: http://www.acikgazete.com/?newsid=20556&category=106



  
M. Şehmuz Güzel
 H@vuz Yayınları'ndan Yayımlanmış Kitaplar