Karin'e
 
Hırçın bacım, sevgili hüznüm benim
en uyarsız yerlerimdeki çiçek yanıkları
nereye gitsem kalbim ateş altında.
Kelimeler şeytanca kışkırtıyor beni
Dünya'ya girer gibi giriyorum şiire
kilitli avlular tütsülemiş beni.
Sabahın kül beyaz kanatlarla ısıttığı
taşlıklar ve bahçeliklerle öpüşüyorum
ılık bir kan tadında dudaklarımdaki kuşlar
çocukça bir sevinçle
çekiştiriyorum Gökyüzünü bir ucundan:
hayatımı çekiştirip duruyorum.
Göğsünü öp Göğsünü rendele
yarın ırmaklara karışırım belki
memelerini şiddetle uzat bana
yanık bir şafağın hazzıyla sevişelim
bir bıçak gibi çekip baharı kılıfından
hüküm geçirelim sabaha.
Ne acılar vuruyor bana artık, ne de hüzünler
kırk yaşında resmim bir başka çıkmayacak
hayatım kıyışız bir kent değil.
Yaz günlerinin ölçeğinde karasevdaya yatmışım
şiire yatmışım, hüküm giymişim Karin'e.
Kalbim ateş altında.