Türküsü suyla gelir Gökleri kanat kanat geçer Adanın kekik kokulu
taşından Köpüklenir yüreğim ayten Islığın yedi renginden Köprü kurarım uçurumlara Çocuklar gibi gülümser
meşeler.
Tan zamanı göğsünden
yukarısı Yemyeşil otlara yakışır
günküpesi Sis çöken kuytuların
çisentisine Güneşi çağırdım bir öğlen
üzeri Ayteni sordum dediler o
zambak güzelini Az önce kaptı göklerin
pirensi.
Çekildim yine kayanın
kovuğuna Öyle buruk falan değil
içim Bu toprakların
sürgünlerine Su taşıdım damarım
yettiğince Kışladım yaz oldum
tohumdan Öğrendim özgürlüğün
gökyüzünü.