Gecelerin yaslandığı ormanlara Senaryosuz girdi bir pembe dizi. Sürülürken
ilk ışınlar camlara, Eşi ender hoş duygular ikizi, Kondurmuştu
lâvlarını dallara. Düşeş attık ikimiz de tek zarda Su duruldu şafak bekledi bizi. Çift şelâle
coşmuştu bir kenarda, Dinlerken
dans eden seslerimizi. Beşiğe yatırmadan öpüşleri, Okşayarak ninnilerle emzirdik. Doyumsuz
kutsallaşmış sevişleri, Kundaklarken
koyu sohbete girdik.
Unutturdu asrı zaman kitlesi Giydirirken günü göğün neşesi, Keşifliydi
artık rüya ülkesi. Yazılmadan önce „Son“ kelimesi Uyandırdı
saatin kıskanç sesi.