sırrını dağıtmadan yaşıyor
bulaştırmadan sağa sola
sırrı ne denli minik
onlar bilse dev oysa
damlaya damlaya içine akıyor
eflatun sırrı
ne kadar esmer
ne kadar yalnız
sarı peruklarıyla başında
filmden filme değişirdi adı
kimse bilmiyor gerçek olanı
balıkları kızartınca
iskeleyi tutar kokusu
kendi tuttuğu balıkları
hayırsız kimseyi çağırmaz yemeğe
kedilerinden başka
sırrı damladıkça
yalnızlığının sapı uzuyor
kendi
içine