Polonya

  
 






"Bizim bu bölgeyi de yabancılar doldurdu biliyor musun Petra? Kara kara şeyler dolaşıp duruyorlar. Çocukları da bir sürü."

"Evet evet, bizim binada da iki aile oturuyor. Asansörde çizmedik yer bırakmadılar."
"Bir defolup gitmezler memleketlerine."
"Benim Hans da öyle diyor:" Yoksa sopayla mı kovalayalım?" diye de durmadan söyleniyor."
"Bir de yemek kokuları yok mu, bütün binayı dolduruyor?
 
Telefon kulübesinin yanındaydılar. İki adım ötede, sarı saçlı 35 yaşla­rında hamile bir kadın telefonun kulubesinin boşalmasını bekliyordu. Ancak içerideki sarhoş genç sigarasının birini yakıp birini söndürerek durmadan konuşuyor­du. Kadın, koca karnıyla bir yanına yaslanıyor, o yanı ağrıyınca öteki yanına ağırlığını veriyordu. Bir taraftan da iki yaşlı kadının dedikodularını dinliyordu. Yararlı da oluyordu hani; yorgunluğunu, zamanın uzamasını da böylece unutuyordu. Sarhoş herifin çıkacağı yoktu kulübeden. Sanki ev tclefonuymıış gibi uzatıp duruyordu. Bir ara ayağıyla kulübenin kapısını hafifçe açtı.  Kadın çıkacağını sanarak kıyıya çekildi. Ama yok, çıkmadı, tekrar kapattı kapıyı. Çok oluyordu artık. Bu hamile haliyle bu kadar bekletilemezdi. İnsanlık değildi bu. Sesini hafifçe yükselterek kendi kendine söylenmeye baş­ladı;
 
"Öff! Allah kahretsin şu serseriyi, yarım saat oldu hâlâ konuşuyor. Çıkmağa hiç niyeti yok. Tutup yakasından atacaksın dışarı. Nedir bu ca­nım?"
 
Fakat mırıltılarını yalnız kendisi duydu. Adamın aldırdığı yoktu. Hele yaşlı kadınlar duymamışlardı bile. Bir-iki aşağı yukarı gidip geldi. Bir tur attı telefon kulübesinin etrafmda. Adama doğru gözlerini dikti. Yok... ondan ya­na bakmıyordu bile. Yaklaştı kulübeye. Kaşlarını çattı, sert sert bakarak camı tıklattı. Adam çevirdi yüzünü hafiften; sonra yine devam etti konuşmaya.
 
"Pişkinliğe vurduruyor aklı sıra," diye söylendi içinden. İyice sinir­leniyordu artık. Birden sertçe çekti kulübenin kapısını:
 
"Bana bakın burası sizin özel telefonunuz değil! Saatlerce konuşamaz­sınız! Üstelik hamile bir kadını bu kadar bekletmeye hiç hakkınız yok. Lüt­fen terkedin burayı!"
 
Bir an kendi de irkildi. Nasıl yapabilmişti bunu? Elin adamını nasıl da azarlamıştı? İçi rahatlar gibi oldu.
 
"İşte böyle," dedi. "Hiç çekinmeden vereceksin ağızlarının paylanlarını."
 
Gözü hep kulübedeki adamdaydı. Hayret, payladığını duymamıştı bile. Eh artık bu kadarı da fazlaydı.
Tekrar yanda konuşan yaşlılara kulak verdi.
 
"Aman Angelikacığım, hele o Araplarla Türkler yok mu? Katlanılır gibi değil."
"Ne olacak canım, her şeyi burada gördü zavallılar."
"Biliyor musun, benim adam anlatıyor? Onların firmadakiler tuvaletle­rin üstüne çıkıp da yapıyorlarmış."
 
Konuşmalar hamile kadını sinirlendirmeye başlamıştı. Gitmek isliyor fakat telefon etmeden de gidemiyordu. Mutlaka bu kadınlara yanıt vermeliydi. Tckrar çekti kulübenin kapısını. Bu kez sesini iyice yükselterek bağır­dı;
"Ne utanmaz adamsın be! Yeter artık! Yoksa palis çağırıp seni buradan attırırım! Sende hiç insanlık yok mu? Saatlerdir beni bu halimle bekletiyor­sun!"
 
Söyledikleri etkisini bulmuştu ki, adam homurdanarak çıktı dışarı. Bu bağırtıya kadınlar dedikodularına ara verip baktılar.
 
"Ah kızım, uzun zamandır bu halinizle mi bekliyordunuz?" dedi Petra. "Ne utanmazdır onlar, ben bilirim bu yabancıları."
"Evet evet," diye onayladı öteki.
 
Kadının bir eli kulübenin kapısında, karnını koruyarak içeriye girmeye çalışırken, sertçe döndu:
 
"Kim yabancı, o mu?" dedi. "O Almanın ta kendisi!"
 
Böyle bir cevap beklemedikleri için şaşkınca bakakaldılar yüzüne. Ka­dın aynı tonla sürdürdü konuşmasını:
 
"Esas yabancı olan benim, ben!"
 
Petra sıkılarak:
 
"Polonyalısınız herhalde," dedi.
"Hayır değilim."
"Peki..."
 
Kadın kulübenin kapısından içeri adımını atarken, yaşlılara doğru eği­lerek:
 
"Türkiyeliyim, Türkiyeli!" diye bağırdı.
 
Petra ve Angelika hareketsiz, ne söyleyeceklerini bilmez bir haldeydiler.
 
"Ya!.. Öyle mi?" dediler şaşkınca, duyulur duyulmaz bir sesle.
 
1984 











 


Ali Özenç Çağlar
Yeni Şiir yayınları
Kapak Düzeni ve Desen: Yüksel Çağlar
1. baskı: Ocak 1989





                               
  
 Ali Özenç Çağlar
 H@vuz Yayınları'ndan Yayımlanmış Kitaplar