Ben
bu işi anlamadım hemşerim, kadınlarımız eziliyor, sömürülüyor mu, yoksa
gerçekten "cumhuriyetimiz kadınlarımızın omuzlarında yükselerek mi
bugünlere geldi"?
Öyle birtakım afişler hazırlamışlar da... Afişlerde çağdaş cumhuriyet kadını
imgeleri: Subay hanım, doktor hanım, öğretmen hanım, yargıç hanım... Güvenli ve
kararlı bakıyorlar, gülümseyerek, falan filan.
Dün de bütün gazetelerimizde kadın okuyucuyu mutlu edecek yağlamalar
yıkamalar...
(İşte gördünüz, sabah kalkıyorum, gazeteleri açıyorum, kim ne yazmış diye
bakıyorum, ona buna sövüyorum, masa başında kolay yazılar yazıp acınacak
durumlara düşüyorum, kendime yazık ediyorum.)
Kendime azıcık daha yazık edeyim: Düşüneyim ve soru sorayım.
Niçin bu ülkede "çağdaş kadın" deyince bazı akıllara hep memur çocuğu
düşlerini süsleyen birtakım "Ankara duduları" geliyor?
Niçin ille memure?
Niçin hepsi fırfırlı beyaz bluz giyer bunların, saçları kısadır, makiyaj
yapmazlar, takı takmazlar, tayyöretekle dolaşırlar? Kısa tırnak, siyah
ayakkabı, siyah çanta...
Niçin genellikle kısa boylu ve iri kalçalı olurlar?
"İmaj" bu, kusura bakmayın. Bütün meslek sahibi hanımları tenzih
ederim, hepsi böyledir demedim, yaratılan imge bu.
Cumhuriyet kadını "1930 modeli" olmak zorunda mıdır?
Sabiha Gökçen, Afet İnan ya da Bayan Mevhibe.
Özel sektörde çalışan, cumhuriyet kadını değil midir? Öğrenci kız, cumhuriyet
çocuğu değil midir? Başını örten kadın imparatorluk rahibesi midir?
Temizlikçi kadın hangi rejimin ürünüdür?
Genelev kadını Yunan vatandaşı mıdır?
Hayır, memur olacak, mazbut olacak, oyunu da CHP'ye verecek.
Yok öyle şarkıcı, türkücü, sunucu, gazeteci, garson, ressam, tezgâhtar, eczacı,
terzi falan... Cumhuriyet kadını oturur ve maaş farklarının ödenmesini bekler,
emekli olunca da Ziraat Bankası'nın önünde kuyruğa girer.
Aşk maşk yaşamaz, nikâhsız iş yapmaz, kocasından başka erkek tanımaz. İçki
içmez. Ara sıra bir sigara "tellendirir", öksürük tutar.
"İnönü Kız Muallim Mektebi"ni falan bitirirse daha da iyi tabii... Ya
da
"Gazi Eğitim"...
Kadınlar Günü'nde benim aklıma hep Elif gelir.
Cumhuriyet kadını olmayan, köylü kadını Elif.
Sekiz çocuklu, on üçünde evlendirilmiş, daha otuzunda altmış gösteren Elif.
Berdel edilen ya da öldürülen Elif.
Büyük şehirlerde kapıcı karılığı etmeden ve de evlere (kayıt dışı, sigortasız
ve vergisiz) temizliğe gitmeden önce, cepheye kağnısıyla, hatta sırtında mermi
taşımıştı...
Hayır efendim, "çılgın Türkler edebiyatı" yapacak değilim.
Elifcik, Tekâlifi Milliye Kanunu mucibince o mermiyi taşımasaydı kendini
İstiklal Mahkemesi'nde bulacaktı!
Çılgın falan değil, son derece akıllıydı Elif.
Size dayatılan palavraları yutmayınız. Daima düşününüz ve soru sorunuz. Kemal
Tahir'in deyimiyle, "gerçek sandığınız şeyin önünde, arkasında, yanında
başka gerçekler de bulunabileceğini" hiç unutmayınız.
Kaynak:
Sabah - 09 Mart 2008
http://www.iyibilgi.com/artikel.php?artikel_id=23236