Bir canlı düşünün ve bu bir erkek! Sulak bir ortamda ve kayalara tutunarak yaşamaya çalışan.
Allah onu öyle bir yaratmış ki çok ilginç bir çiftleşme yöntemi nasip etmiş bu
canlının erkek milletine...
Her ne zaman ki o arzulu anında döllenmek istiyor canı "adamın" (o tür erkeğin)
yani, canı kadın, dişi çekiyor...
İşte tam o çiftleşme mevsiminde erkekliğini temsil eden cinsel organı,
bedeninden zıpkın gibi ayrılıyor, (müstakil ve özgür bir biçimde) gidiyor
kendisi gibi, başka bir kayanın üzerinde tutunarak yaşamaya çalışan, kendi
türünden olan bir dişinin, ''kadının'' yanına varıyor ve onunla bir güzel
çiftleşiyor..
Sonra mı?
Onu dölleyip sonra da hiç bişi olmamış gibi, yine kendi evine barkına geri
dönüyor.
Arkadaşlar!
Sizinde görüp okuyup duyduğunuz gibi, bu canlı türündeki erkek kendini epey
aşmış.
Hem de baya baya...
Düşünsenize!
Aslında ailesinin dizi dibinde ama canı ne zaman ki cinsel birleşme istiyor
işte tam o zaman, amcam uzay mekiği gibi fırlatıyor cinsel organını başka bir
dişinin çekim alanın tam göbeğine ve işini orada o an onunla bitiriyor ve jet
hızıyla hemen geri dönüyor.. (Böyle bir erkeğe boravo demiycez de kime diyecez
kızlar demiyorum! ''Allah topunuzun belasını versin'' inşallah diyeceğizdir...)
Sanki kendisi hiiiççç bişi yapmamış ve orgazm yaşamamış gibi,
evli evinde yerli yerindedir...
Çünkü neden derseniz, adamcaz gerçekten de hep oradadır ve bir yere
kıpraşma- mıştır.. Neyi mi eveleyip geveleyip sonra da klavyeleyip anlatmaya
çalışıyorum?
Az biraz sabredin de öyle öğrenin diyom size, acele edip de bi de üstüne güme
gidip de bedeninden fırlamış ap'arzulu bir ''Argonot'tan'' öğrenmeyin demene
çalışıyom size bacılar:-)
Hani bir orada bir burada ağzı sulu ovada dolaşan erkek
tipleri vardır ya hani, (insan denen canlılar arasında da) önüne geleni canı
çeken fırsat buluncada yatan kalkan sonra da bazı sebeplerden yakalanıp da
suçunu inkar eden, sonra da ''Vallahi de billahi de hatta tallahi de ben
yapmadım karıcığım!'' ve ben o kadını hiiiçç tanımam diyen...
Aha da iki gözüm önüme şetsin ki o beni zorlana şetti kız aşkım diyen ve eline,
beline, diline hakim de avukatta olamayıp da birde bi güzel, yalayıp yutup,
sonra da ben yapmadım horaz yaptı gülüm deme ayaklarına yatan erkeklere
''ARGONAUT'' denirmiş.. (inşallah anlatabilmişimdir?)
Lafı tuşlarla ağzıma dolandırıpta asıl anlatamadığım konu şu! ''Argonaut erkeğimi kaybettim hükümsüzdür!''
Argonaut nedir?
Az bilinen bir deniz canlısı. Deniz anemonu gibi, bitkiye
benzeyen ve deniz dibinde kayalara tutunarak yaşayan bir hayvan türüdür.
Argonaut'un çok ilginç bir döllenme yöntemi vardır. Erkeğin cinsel organı,
çiftleşme mevsiminde, bedenden ayrılır, gider başka bir kayada yaşayan dişi
Argonaut'u bulur, döller ve sahibine geri döner. Onun için, önüne gelenle yatıp
kalkıp, sonra ''Vallahi ben yapmadim.'' O kadını tanımam bile, ayaklarına yatan
erkeklere ''Argonaut'' dendiği doğrudur onun için de hükümsüzdür...
Diğer bir açıklaması:
ARGONAUTLAR (Argo Gemicileri):
İlkçağın en büyük destansal öyküsünün günümüze tüm olarak
ulaşması Apollonios sayesinde olmuştur. İsa’dan önce III. yüzyılda yaşayan
Rodoslu Apollonios ünlü bir Mythos yazarı idi. Bu konuyu kendisinden sonra
Apollodoros ve önce de büyük Dor Ozanı Pindaros işlemiştir. Medea ve İason
Mythe’leri tragedya yazarlarına ve özellikle de Eurupides ve Seneca’ya konu
olmuştur.
1. Argo Gemisi: Argo adı Antik Grekçe de "Hızlı" anlamına gelir. Argo
Karadeniz’in Kolkhis ülkesinde (Bugünkü Abhazya, Mingrelya ve Acara’dan oluşan
Doğu Karadeniz kıyıları) altın postu aramaya giden kahramanlar için yapılmış
ellibeş kürekli bir gemiymiş.
Kaynak: Remzi Kitabevi yayınları Mitoloji sözlüğünden bilim kadını Azra
Erhat’ın sıralamasına göre.