ana sayfa/ editoriyal/  içindekiler/  h@vuz'dakiler/ iletişim-erişim/ yapıt gönderme yerleği/  ilkelerimiz/ arşiv

 
 Nida Öz/ Aslan'la Sohbet


Aslan'ın müzik dünyasında her şey mevcut: Synthesizer başları, hip-hop ritimleri, Doğu masallarını süsleyen müzik aletleri, Meksika trompetleri, yaylı sazlar... ve bir avuç arabesk. Aslan'ın, Batı'dan Doğu'ya uzanan, geniş müzik yelpazesinin türediği yer tabii ki İstanbul. Doğu ve Batı dünyasının kesiştiği yer! Aslan, sekiz yıl önce gittiği İstanbul'da, tanıştığı müzik camiasında işim yapmış koordinatör ve tonmaister, Cem Karabay'la ilk Aslan-Albümü çalışmalarına başlamak üzere kolları sıvadı.

Merhaba Aslan, seni uzun yıllardır tanıyorum. Tabii ki ağırlıklı olarak müzik yönünle. Ne zaman telefonlaşsak saatlerce çalışmalarımız üzerine konuştuk. En son konuşmamızda albümünün bittiğini sevinçle anlattın. Söyler misin kaç senede bitti bu albüm? 

Aslan'ın müzik dünyasında hersey mevcuttur:Synthesizer baslari, Hiphop-ritimleri, dogu masallarini süsleyen kemanlar, meksika trompetleri ve bir avuc arabesk. Aslan'in batidan doguya uzanan, genis müzik yelpazesinin türedigi yer tabii ki Istanbul- dogu ve bati dünyasinin bulustugu yer! Aslan sekiz yil önce gittigi Istanbul'da tanistigi, müzik camiasinda isim yapmis koordinatör ve tonmaister Cem Karabay'la ilk Aslan-albümü calismalarina baslamak üzere kollari sivadi.

Merhaba Nida ağabey. Evet gerçekten de öyle. Senin gibi yaşamının büyük bir bölümünü sanat/ edebiyat uğraşlarıyla geçiren biriyle müzik ve şiir hakkında saatlerce sohbet etmek bana büyük keyif veriyor. Albüme gelince... sözlerin yazılmasından başlayıp, parçaların stüdyodan masteri yapılmış şekilde çıkmasına kadar altı yıl süre geçti. 

Çok titiz çalıştığını biliyorum. Albümünü dinledim. Ben bu zamana kadar böyle bir albüm dinlemedim diyebilirim. Her tür müzik esintisi var bu albümde. Güzel bir mozaik oluşturmuşsun. Yelpazeyi neden bu kadar geniş tuttun? Zor olmadı mı bu kadar müzik türünde yapıt vermek? 

Sanatın iyisi emek ister, ne kadar emek harcarsan o kadar değer kazanır kalbinde... Daha çok sahiplenirsin, daha çok savunursun, daha çok seversin... Sen bu duyguyu tanır; benden iyi bilirsin... Senin de üç senede bitmiş bir ve iki CD'den oluşan bir şiir albümün var. 

Albümdeki çalışmalarr rastlantı değil, bilinçli bir şekilde veriler karar. Beste çalışmalarından önce, Sevgili Arkadaşım ve Koordinatörüm Cem Karabay'le bu albümde müzik yelpazesini geniş tutma kararı aldık. Türkiye müzik piyasası, bir haftada yüzlerce yeni çıkan "sanatçılar" ve albümleri sayesinde zaten enfarktüse uğramış durumda. Bizim hedefimiz, bu yıkıcı/ bezdirici kalabalığın içinden, geniş bir dinleyici kitlesini hedef alarak, ilgilerini en kısa süre içinde çekebilecek bir albümle, sıyrılmaktı. Bunu gerçekleştirebilmek için de şarkıların sözleri büyük bir titizlikle yazılması,  yapılan müzik kompozisyonlarının, sözlerle yüzde yüz harmoni sağlaması gerekiyordu. En tecrübeli ve çok çok iyi bir müzisyen kadrosuyla çalışılması gerekiyordu, vs... Yani kısacası stüdyonun çaycısından tut, müzik prodüktörüne kadar, herkesin bu işe yürekten sahip çıkması ve inanması gerekiyordu! Bu da yoğun bir çalışma ve bilgi birikimlerini iyi değerlendirerek gerçekleşebilirdi. 

Birkaç hafta içinde albüm yapıp piyasaya çıkan yüzlerce isim var; bunu “Sağır Sultan” bile duydu/ biliyor. Bu da bacasız bir endüstri; futbol gibi. Konunun detaylarına inmek bu sohbette olası değil. Bildiğim kadarıyla birçok müzik firmasından gerek yapım, gerekse albümün piyasaya çıkması için teklif almana karşın, albümünü A’dan Z’ye kadar kendin yaptın. Albümünü piyasaya çıkartmak isteyen birçok firmaya “hayır” dedin.  Neden hep zoru seçiyorsun?
 
Bu çok güzel bir soru Nida ağabey! Fakat, bu sorunun cevabını bir karşı soruyla vermek istiyorum: Her hafta müzik piyasasına çıkan yüzlerce isimden bana beş tanesini sayabilir misin? Bu isimlerin sadece istatistik değeri var, promosyonu güçlü olan şirketlerden çıkan sanatçılar tarafından "çiğneniyorlar". Bu devirde ya büyük emekler vererek piyasada benzeri olmayan tarzda bir albüm çıkaracaksın ya da arkanda duran "dayı(ları)na" ondan bundan aldığın besteler ve her televizyon-radyo kanalında dönecek reklamlar için bol para harcatacaksın. Biz sanatçıyız. “Zanaat Zor İş” bunu biliyoruz. “Kolay, kolay insanların işidir” dersin sen hep. Onun bunun eteğini öperek, hilelere başvurarak bir yere gelmek bize göre değil. Ben biliyorum bir ayda nasıl “star” olunabileceğini. Ve yine biliyorum, bu hilelerle bir yerlere gelmek isteyenlerin düştükleri durumu.

Bir örnek vermek gerekirse: Şu anda Türkiye’nin en zengin bağımsız müzik şirketi (adını vermeyeceğim), albümdeki müziklerin haklarını 80.000 Euro'ya satın almak istedi. Altı yıl boyunca Türkiye’nin en iyi müzisyenleri tarafından büyük bir titizlikle hazırlanmış, klipi bile çekilmiş bir albümün; bunca emeğin karşılığı mı bu? Bu teklif iki alternatif içerir bizler için: İlki, albümdeki parçaları birer ikişer dağıtarak onlarca yeni albüm, yeni sanatçı yaratmak. İkincisi ve bence sanat için en tehlikeli olanı ise; albümün haklarını satın alıp, piyasaya çıkarmasını önlemek. Yani, şirketlerine bağlı olan mega star(ların) albümüyle rekabet içinde bulunabilecek başka bir albümü ortadan kaldırmak. 

 Bir iki melodide sevgili İlhan İrem’in vokal yaptığını sandım. Sesin romantik melodilerde onun sesini çağrıştırıyor. Taklitçi bir yapıya sahip olmadığını -kesinlikle- biliyorum. Öyle biri olsan (sanırım) Tarkan’ı taklit etmen gerekirdi. Bu tür müzikten hoşlananlar için yeni bir İlhan İrem mi doğuyor?
 
Sesimin bir veya iki parçamda İlhan İrem'e benzemesi tamamen rastlantı; daha doğrusu taklit niyetiyle/düşüncesiyle yapılmış bir şey değil. Hatta albümü bitirdikten sonra Sevgili Cem Karabay ve çalışma ekibimizden birkaç kişiyle bir araya gelerek albümü baştan sona kadar dinledik. "Zalim" isimli parçamın son kısmında hepsi birden bana şaşkın bir şekilde bakarak, “bu parçada ses rengimin ve yorumlama tarzımın İlhan İrem'in tarzına çok benzediğini” söylediler. Bu benzeti hoşuma gitmedi değil... İlhan İrem, Türk pop müziğinin öncüsü; altmışlı- yetmişli yılarda romantizmin prensiydi.Yeni bir İlhan İrem'in doğması olası değil! Ben sadece her bir eserimi ayrı değerlendirerek ona en iyi uyum sağlayacak şekilde yorumlamaya çalışıyorum. Benim adım Aslan; onunki ise birbirinden değerli albümlere imza atmış İlhan İrem.

Klip çalışmanı da bitirdin. Albümünde büyük ustalarla çalıştın; klip için de. Şimdi her şey bitti. Bundan sonrası için planların? Müzik severler seni ne zaman tanıyacak, albümünü ne zaman dinleyebilecek? 

Şu an televizyon ve radyo promosyonu için maddi kaynaklarımı yenilemekle meşgulüm, aynı anda ilerideki prodüksiyonlarımda da birlikte çalışabileceğim, güvenilir sponsor(lar) aramaktayım. Kesin bir tarih vermek olası değil, fakat 2007 yılında albümüm sanatseverlerle buluşacak. 

Bir müzik prodüksiyon firması kurdun. Tanıtım sitesi de hazırladın.  Adlarını okurlarımıza söyler misin? Bu İnternet sitende gerek klipin gerekse bestelerinden tadımlıklar var. Daha albümün piyasaya çıkmadan böyle bir şey yapmak cesurca değil mi?

                                                     
                                                             

Müzik prodüksiyon firmasını 2005'in ortalarında kurdum. Adı:  “MOG Production”. Tanıtım sitesini “www.aslan.eu.com” adresi altında izlemek mümkün. Portallerde ve sitelerde müzik ve klip tamıtımı standart oldu artık. Hatta çoğu sanatçı ve şirket yeni çıkan albümlerinde yer alan bir veya iki eserlerin tümünü “çaktırmadan” İnternet’e “download” olarak yerleştiriyor; reklam amacıyla.

Hangi müzik aletini çalıyorsun? 

Bestelerimi elektro-piyano ile yapıyorum. 

Okurlarımıza kısaca geçmişinden de biraz bahsedelim mi?

Doğma büyüme Almanyalıyım. Henüz çok küçük yaşlarda annemle babam ayrılmışlar. Bir ablam ve bir ağabeyim var. Bizi annemiz büyüttü. Sonra çocuk yaşta annemi trafik kazasında kaybettim.

İktisat ve daha sonra Fizik ve Teknik lisesinine devam ederek, Fizikoteknik asistanı olarak meslek öğrenimimi bitirmiş oldum. Daha sonra Kimya Fakültesi’nde "Applied Chemistry Whith Marketing and Projectmanagement" (Kimya, Pazarlama ve Yönetim) okudum. Fakülteyi finanse edemeyince eğitimime ara vermek zorunda kaldım ve bir kimya şirketinin geliştirme bölümünde "Junioringenieur" (Genç Mühendis) olarak çalıştım. Tekrardan  eğitimime devam ettim ve su an Tübingen Üniversitesi’ne bağlı, Kimya ve Eczacılık Fakültesi’nde “Organik Kimya” dalında tezimi hazırlıyorum. 

Hepimize sorulan klasik sorular vardır bilirsin. Bunlardan birini  sana yönelteceğim: Okurlarımıza sevdiğin sanatçıları adlarını söyler misin? 

Doğruyu söylemek gerekirse yakın zaman sanatçılarını pek dinlemiyorum. Çünkü piyasaya çıkan bütün albümler ve parçalar birbirine o kadar çok benziyor ki; bir tekini dinlemek kafi.  Gerçi bu sorun yalnızca Türkiye’de degil, her ülkenin müzik piyasasında (yaklaşık) ayni.  Adi üzerinde: "Mainstream" yani su anki müzik modası (ticari müzik). Dünün ticari müziği, bugünün müzik ticaretini (tıkayıp) boğuyor! Jimi Hendrix’i dinliyorum ve arada sırada Janis Choplin'i  ve Nil Young'i. 

Albümde enstrümantal melodilerin yanında iki tane de İngilizce parça var. Almanya’da yaşamana karşın neden Almanca melodi koymadın albümüne? 

İkinci albümümde yer alacak eserlerin sözler ve besteler daha şimdiden bitti sayılır. İlk albümümün promosyonu başlayacağı andan itibaren ikinci albümüm için stüdyoya gireceğim. 

Almanca melodiyi ikinci albümüme sakladım. Bu parçanın Türkçe versiyonunu da yazdım. İngilizce’yi ve İngiliz müzik geleneğini bilmeyen kişiler bile albümlerine İngilizce sözlü eserler koymaya başladılar. Bazılarını televizyondan izlerken tebessüm ediyorum... Kelimeleri yanlış telaffuz eden edene. Belki “örnek” olur diye bir iki İngilizce esere yer verdim albümümde. 

Uzun boylusun. Yaptığın bir spor var mı? Basketbol? 

Var tabii. Arada sırada basketbol oynuyorum. Yedi yıl boyunca aktif basketbol oynadım. Hatta yüksekokul eğitimime başlamasaydım Tübingen takımında ikinci ligde oynayacaktım. O zamanlar 19 yaşındaydım. Badminton, masatenisi, voleybol gibi sporlarda da faaliyet gösterdim.

Teşekkürler Aslan, bu albünle istediğn yere geleceğinden eminim. Umarım bir sanatçının toplumun neresinde durması gerektiğnini unutmazsın ileride. Sana sonsuz başarılar diliyorum.



                                
H@vuz