Merhaba
Sevgili Dergi H@vuz Okuyucuları,
Dergi Havuz
için kaleme
almaya çalıştığım bu ilk yazı için
düşünmeye başladığımda
ne yazabilirim sorusuna yanıt
bulmaya
çalışıyordum ki birdenbire aklıma bir İnternet dergisinde
olduğum ve bu dergiciliğin
giderek çoğalan albenisi geldi. İnternet sayfalarına dalmak
uzayda gezinmek,
saatte birkaç bin kilometre hızla dünyayı dolaşan
bir uçakta kent kent hava
alanlarını ziyaret etmek gibi bir duygu uyandırıyor bende. Belki de
böyle
uçuşan duygular içine girmem
İnternet’in iletişim hızından ve yaygınlaşmasından
kaynaklanıyor.
Her ne ise, özellikle
yurt dışında yaşıyan ve edebiyatla uğraşan ben ve benim gibilerin
birkaç yıl
öncesine dek birkaç edebiyat dergisine abone olmak
dışında Türk
Edebiyatı’nı izleyebilmek gibi bir
lüksü yoktu. Son birkaç yılda ise gelişen
teknolojinin yarattığı İnternet
kullanımı sayesinde her şey
elimizin altında ve bir tuşa basmak değin yakın ve hizmetimizde. Hem de
sınırsız olanaklar içeren bir
çerçevede. Usta ve amatörlerin
kaleminden çıkan
binlerce edebi ürünü okuyabiliyor, kendinize
ait ürünlerinizi
paylaşabiliyorsunuz. Sahneye çıkmak biraz da sizin elinizde!
Ne bir yayınevi ne
de dağıtım merkezi gerekliliği... Hem de hiçbirine
ihtiyaç olmadan...
Edebiyat
kulvarından
bakıldığında ise yayınlanan elektronik ya da web dergileri sayesinde bazı basılı edebiyat
dergilerinin
subaşlarını tutan anlayışları nedeniyle yer alabilmesi hayal olan,
ürünlerini
yayınlayamadan kaybolan nice insana bu gün basılı dergilerin
kapadığı kucak açılmıştır.
Giderek yaygınlaşan İnternet dergiciliği sonucu basılı dergilerin
ulaşamadığı
kitlelere de ulaşılmaktadır. Maliyet düşük, ulaşım
ise hızlıdır... Başlangıçta
küçümsenen bir yaklaşım sergilenen bu
dergilerin sayfalarının çevrimi
milyonları aştıkça, İnternet yayıncılığına dudak
büken basılı yayın yapan
birçok “baba dergi”,
basılı
dergiciliğin yanı sıra elektronik dergiciliğe de el atmaya
başlamışlardır. Hatta
bazı edebiyat dergileri o ayki
sayılarında yer alan ürünlerinden birkaç
adetini ( belki reklam amaçlı, belki
bu alanda biz de varız mantığı ile...) okuyuculara sunarak
çekici olmaya
çalışıyorlar. Bazı arkadaşlar elektronik yayıncılığın
karşısında hâlâ
direnedursunlar bu tür yayıncılığın gücü,
avantajları çoktan kavranıldı bile...
Yoksa iddia
edildiği gibi “Gutenberg
Çağı”nın sonuna doğru yol mu alınıyor?
Sözü
burada şu an
tıklamış bulunduğunuz Havuz Dergisi’ne getirecek olursak:
2000’li yılların
başından beri “Bilgi Bankası” işlevini başarıyla
yürüten; 2005 yılının Aralık
ayından beri de Almanya’da hazırlanarak siz okuyucu ve
yazarlarla buluşan yeni
bir edebiyat ve sanat dergisi... Başında kavak yelleri esmeden, haddini
bilerek
ve günbegün işlevsel özelliğini daha
çok harekete geçirerek okur yığınlarına
ulaşmaya çalışıyor. Kucağı, var olan ustalar kadar kendini
amatör olarak
niteleyen yeteneklere de açık. Elbette bu konuda
seçiciliğini ve titizliğini
koruyarak...
Kendine ve
yeteneklerine
güvenen, pırıltılarına inanan tüm yazın insanlarını
okumaya ve yazmaya davet
ediyoruz. Şimdilerde eskiden var olan usta çırak ilişkileri
kalmadı denebilir.
Kendi göbeğinizi kesmek için işte meydan! Artık
basılı dergilerin tekeli
kırılmaya başlamıştır ve başa baş bir yarış başlamıştır. Siz
söyleyin biz
okuyalım. Bizler yazalım siz de okuyun. Herkes usta ve
çırak. Buyrun kendinizi
ifade etmeye...
Son
söz olarak da
Havuz’un eksiklikleri ve İntenet yayıncılığının eksileri
üzerine birkaç söz
etmek isterdim; ancak, bunu başka sayıdaki editörün
köşesine kalsın diyerek
temmuz ve ağustos aylarını dinlence ve tabii dergi hazırlıklar ile
geçireceğimizi belirterek kısa bir yaz molası veriyor, iyi
okuma ve yazmalar,
iyi tatiller diliyorum.
Havuz Dergisi Adına
Zeynel Çok
|