Artık Sadece Güzellerin ve Yakışıklıların Kitabı Basılıyor

Şair yazar  Yılmaz Odabaşı yayın dünyası ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu.

Odatv.com'a konuşan Yılmaz Odabaşı, artık sadece güzellerin ve yakışıklıların kitabının basıldığı, amale pazarı gibi yazar pazarlarının oluştuğunu dile getirirken, yayınevlerinin bir lobilerin etkisinde bir Omo kutusu basar gibi kitap bastığını iddia etti.

"Türkiye'de yayın dünyasında artık ortalama 40 ile 50 bin kitap dolaşımda. Tabii reddediyor olsak da artık bu ülkede de ciddi bir şekilde bir kitap endüstrisi oluştu.

Bu endüstri de beraberinde bir çok etik değeri umursamadan, bu pastadan pay almaya çalışan kimi yayınevlerinin lobileri, artık okur pek farkında olmasa da sinsi ve illegal bir pazar savaşını beraberinde getirdi.

Yani bu pastadan pay almak için, bir çok entrika ve lobi tasarlandı.

Artık bu ülkenin yazarları da yapıtlarıyla, yapıtlarının ideolojik estetik değerleriyle değil, raf değerleriyle, satış grafikleriyle imajmaker sunumlarıyla, sistemin ideolojik kodlarını incitmeyecek naif duruşlarının dozajına göre istifleniyorlar.

Artık bu ülkenni amele pazarları gibi yazar pazarları da oluşunca, bu pazarın bir takım imgeleri yazar modelleri artık eskisi gibi Reşat Nuriler, Ahmet Hamdi Tanpınarlar, yani aristokrat kökenli ailelerden falan değil, güzel yüzlere sahip olan imgelerden ve yakışıklı çocuk yazarlardan seçilmeye başlandı. 

Özetle bu toplumda yaşanan her tür kirlilikle orantılı biçimde, kirli, sevgisiz entellektüel vicdanını yitirmiş bir edebiyat ve yayın dünyasındaki rant savaşlarını, kendi adıma irkilerek izliyorum.

Artık bizim ideolojik tercihlerimizin dolaşıma girme miyadı bu ülkedeki modernite ile orantılı biçimde yokolmak üzere.

Örneğin Türkiye'de Kürtleri anlatan kitapları dağıtmayan dağıtım şirketleri var.

Örneğin büyük bir dağıtım tekeli, benim siyasi tercihlerimden dolayı, bir kitabımda Kürt dediğim için, o kitabı yayınlamama kararı aldığında ben küçük bir yayınevine bu kitabı vermek zorundayım.

Küçük bir yayınevi bu kitabı dağıtamıyor. O basım yayın tekellerinin oluşturduğu ağa yaklaşamıyor. İlan veremiyor, o kitabın sunumu için birşey yapamıyor.

Yani Türkiye'de yayın tekellerinin amacı bir kültür hizmeti vermek değil, bir Omo kutusu üretir gibi bir Ülker çikolata üretir gibi  pazarın gereksinimlerine göre meta üretmek.

Fakat gerçek bir yazar meta değil, sanat yapıtı üretiyor. Buna inanıyor, ama yazarın ürettikleri dolaşımında meta olarak sahiplenip sunulunca, artık yazar ideolojik estetik tercihlerinden feragat etmek zorunda bırakılıyor.

Türkiye'de yayın dünyası mutfağında ne pişirilirse, okur onu yiyecek.

Artık eskisi gibi insanların yetenekleriyle kalemleriyle varolduğu dönemin sonuna geldik. Artık bir Fakir Baykurt bugün, -köy edebiyatının zirve yazarıdır- kitaplarını yayınlayamıyor.

Böyle pek çok namuslu insan artık hafızalarımızdan edebiyat tarihimizden silinmek üzüre..

Hani böyle bir iktidar ve böyle bir hükümdarlık var..."

Kaynak
www.Odatv.com

 
  Yılmaz Odabaşı