Dünyayı Düzeltmek


Değerli Sanat Dostları, Sevgili Okurlar,


Dergimizdeki bir yenilikten söz etmek itiyorum: Bundan sonra, bizlere ulaşan iletiler arasından tasarımı güzel, -metin olarak- kaliteli, 6 adet sunuyu, derginimizin görsel bölümünde sizlere aaktaracağız. Dikkatimizi çeken, bu tasarımlarda kullanılan gerek fon, gerek  müzük gerekse metnin kime ait olduğu hakkında bilgiler -çoğu kez- verilmemiş olması. Tüm bu verilerin bir emek ürünü olduğunu hatırlatmak ve "Emeğe Saygı"yı unutmamak gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.



Dergimize yeni katılan Sayın Prof. Dr. Sevgi Soylu Koyuncu'nun "Gelincikler" çalışmaları ve en az gelincikler kadat güze bir öyküsü yer almakta. Bu yıl içinde yapacagı solo sergiler hakkında da bilgiler dergimize eklendi.


Sevgili okurlarımız. Sizlere dergi hizmetimizin dışında, kitaplarınızın gerek tasarımı, gerek basımı, gerekse dağıtımı için de H@vuz Yayınları ve Adım Yayınları olarak gayret sarfetmekteyiz. Özellikle (dergide de olduğu gibi) genç yazarlarımızın önlerini açmak, çağdaş Türk(çe) edebiyatımıza yeni değerler kazadırmak temel ilkelerimizden biri. Bu konuda bizlerle ilişki kurmak isteyenler DERGİ@HAVUZ.DE adresine yazabilir, dergimizin "İletişim - Erişim- bölümünde verdiğimiz iletişim bilgilerinden yararlanarak bizleri arayabilir.

Kitap baslısı konusunda detaylı açıklamayı ise:
KİTAP TASARIM ve YAPIMI - BASKI EDERLERİ HAKKINDA bölümünde bulabilirsiniz.



H@vuz Yayınları her ay bir kitap yayımlamaya devam etmekte. Bu hafta içi baskıya girecek olan, Halil Gülel'in anı, anlatı ve öykülerden derlediği "Oyuna Geldik" ay sonuna kadar okurlarla buluşacak.


Yayınevimizin yoğunluğundan dolayı Aralık - Ocak (2007 - 2008) dergimiz -diğer sayılarımızla karşılaştırıldığında- oldukça zayıftı. Bu dergimizde bunu telafi ettik. Seksenden fazla yapıt ve dolaylı olarak da bir o kadar da yazar/ sanatçı dergimizde yer aldı.

Bir e-dergi olduğumuz için sizlerden gelen yapıtların yanısıra kitaplardan, ansiklopedi ve sözlüklerden ve tabii ki İnternet sayfalarından yarararlanmaktayız. Elimizdeki kaynaklar yeterli olmadığında verilere, bizle gibi bu işlere gönül vermiş arkadaşlarımızın site ve dergilerinden  -kaynak göstererekten- alıntılar yapmakytayız. Kendilerine buradan teşekkür etmek istiyorum. 




Bundan önce de yaptığımız gibi şiir antolojilerine yer vermeye devam ediyoruz. Bu dergimizde, Mehmet H. Doğan'ın 3 cilt olarak hazırladığı ve Yapı Kredi Yayınları'dan çıkan, "1900 -2000 Yüzyılın Türk Şiiri" antolojisinden 2 şair ve yapıta antolojiye adını veren incelememenin birinci bölümünü yayımladık. Her cilten iki şair ve "Yüzyılın Türk Şiiri" incelemesini bundan sonraki iki dergide sizlere sunacağız. İkinci antoloji ise Ahmet Günbaş'ın hazırladığı, "Göğ Ekini Biçmiş Gibi" "Erken Ölümlü Şairler Antolojisi"nden de iki şair ve Ahmet Günbaş'ın hazırladığı özsözü yayınladık. Bir sonraki dergimizde, Yılmaz Odabaşı'nın hazırladığı "Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi" ve Memet Fuat'ın 2 cilt olarak hazırladığı Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi" yer alacak.

 





"DUYDUĞUMU UNUTURUM, GÖRDÜĞÜMÜ HATIRLARIM, OKUDUĞUMU ANLARIM" diye bir söz vardır bilirsiniz. Ben son okuduklarımımdan neler anladığımı (daha doğrusu anlayamadığımı) kısaca sizlere yazayım:
Sayın okurlarımız, Türkiye "Cinnet getiriyor." dersek sanırım yanlış olmayacak. Tüm okuduklarımız, okurlarımızın ulaştırdıkları ve ülkede yaşananlar bu yönde. Sevgi, saygı, hoşgörü tarihe karışmış gibi görünmekte. İnsanlar "kin" kokuyor. "Sen - Ben" kavgaları almış başını gitmetke. Hatta bu, toplumlaşmış şekliyle -tehlikeli bir şekilde- "Siz - Biz" kavgasına dönüşmüş durumda. "Siyaset? Biz dergi olarak, olayların siyaset - edebiyat ilişkisni irdeliyoruz. Bu sayımızda edebiyatımızı/ sanatımızı dolaylı, çoğu kez ise direk olarak çıkmaza sokan konularla ilgili birkaç metin yayımladık. Özellikle 19 yayınevinin birlikte hazırladığı "Ortak Bildiri"yi okumanını öneriyoruz. Gidilecek başka bir yer olmadığına göre *"Dünyayı düzeltmek." yerine kendimizi düzeltmekte fayda olduğu kanısındayım.


Sözü dergi notları arasında bulduğum ve maalesef kime ait olduğunu bilemediğim bir metinle bitirmek istiyorum:

*"Baba, pazar sabahı kalktığında tüm haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve tüm gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken çocuğu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba çocuğuna söz vermişti; o hafta sonu sinemaya götürecekti. Fakat canı hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve çocuğuna dönerek; „Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim.“ dedi. Sonra, "Oh be kurtuldum, bir coğrafya profesörünü, bir topograf bile bu haritayı kolay kolay düzeltemez." diye düşündü.

Kısa bir süre sonra çocuk babasının yanına koşarak geldi ve; "Baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz!" dedi. Babası önce inanamadı... Çocuğun haritayı düzelttiğini gördüğünde ise hayretini gizleyemedi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu."

Çocuk; "Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı" dedi. İnsani düzelttiğim zaman, dünya kendiliğinden düzeldi...


İyi okumalar/ seyirler ve dostça selamlar herkese...


                                                                         
  
  Nida Öz