ana sayfa / editörden / içindekiler / iletişim / arşiv / havuz hakkında

 
Sevgi Yumuşak G ile Yazılmalı

 

-Çocukken evimizdeki tek lüks, babamın Türkiye’yi terk eden Rum Dostlarından satın aldığı, barok, aynalı bir komedin, bir de yemek masasıydı. Ama en lüksü, en değerlisi, en özeli; Tahtakale’de bir antikacıda bulduğu müzik kutusuydu. Bozulmasın diye çok sık kullanmaz ve -azıcık- kurardım. Pirinç zembereğin eski durumuna gelirken çevirdiği her çark dişlisindeki notalar ne hoştu. Dinlerken -bazen- nedenini bilmediğim hâlde ağlardım.

Sonbahardı. Belki yine ağla diyordu içimdeki büyücü. Birden zemberek boşanıverdi...  -Azıcık- kurmuştum hâlbuki. Bütün notalar birkaç saniye içinde bitiverdi. Anlamadım çalan müzikten bir şey. 

Kutuyu  usulca açtım... Günlerce/ aylarca uğraştım onarmak için; başaramadım. Ağladım.

Bu sefer biliyordum -ama- neden ağladığımı.



sarp bir yamaca tırmanırken yıllar
leylak kokusu kaybolur tüm kadınların saçlarından
sonbahara artık başka bir ad vermenin gelmiştir zamanı
insan mı ağlatır melodileri
melodiler mi insanı

neyse işte...
yaşansa da yaşanmasa da tamı
sevgi yumuşak g ile yazılmalı





 
     güneş daha dün şuracıktaydı
elini tutardım
ağlardı
bir latin şarkıcının ayaklarıyla yürürdü dünya
avuç içlerinde gezinirken sırılsıklam
görmezdik başka denizlerdeki martıları
  
 


çoğu kez mahsustan seviştik istasyonlarda
gemilere boşu boşuna el sallandı
düşlerimizin külleriydi rüyalar
gördüğümüz gece yarıları
üzerimize çekerken yalnızlık yorganını
içimizde minicik zaferlerin hesabı

neyse işte...
yaşansa da yaşanmasa da tamı
sevgi yumuşak g ile yazılmalı



 neden acıttık ağaçları
 günlere volta attırtmak ne işe yaradı
 yalan karıştırılırken gerçeğe
  aşk boşu boşuna çiğnedi kaldırımlarımızı 
 



gerçek sanmıştık tüm masalları
birçok yerinden kopukmuş -aslında-çevirdiğimiz filmler
artistler bir varmış bir yokmuş
ayna da cammış olmazsa arkasında sırı
neyse işte... 

yaşansa da yaşanmasa da tamı
-bence- sevgi yumuşak g ile yazılmalı

 

                                                                                                                                                                                                                                                       
   
 

Nida Öz/ Messel, 14-29 Mayıs 2006