Mevsimsiz Yayınları
    Haremin Son Gülleri 

  • Yazar: Günay Günaydın
  • Yayınevinde kitabın ait olduğu Dizi Adı: Araştırma
  • Kitabın genel anlamda türü: Osmanlı Tarihi- Yakın tarih
  • Cilt Bilgisi: 300 gr. Kuşe Kapak
  • Kağıt Bilgisi: Fotograflı, 70 gr. Enso kağıt
  • Basım Tarihi: Mayıs 2006
  • Sayfa Sayısı: 240
  • Kitap Boyutları: 14 x 21 cm.
  • ISBN No: 9944-987-03-4
  • Barkod No: 9789944987035
  • Etiket Fiyatı: 14 YTL

Bu kitap; 1922 yılında saltanatın, 1924 yılında da halifeliğin kaldırılmasının ardından hala Osmanlı Sarayı’ndaki varlığını korumakta olan harem mensubu kadınların ve haremağalarının dramatik sonunu mercek altına alıyor.

Kitap, altı bölümden oluşuyor. Birinci bölüm giriş niteliğinde. Ömürlerini haremde geçiren kişileri farklı renkteki güllere benzeten yazar, diğer bölümleri bu benzetmeler yardımıyla anlatıyor.

“Padişahın eşleri, birer olgun kırmızı güldü. Kız kardeşleri ve kızları da beyaz güle benzemekteydi. Bir de padişaha eş olmak için çabalayan, gözlerinde zeka parıltısı taşıyan pembe güller vardı haremde. Yani öğrenci ve eş adayı olan cariyeler. Nedime, usta, kalfa ve hizmet cariyeleri de yalnızca görevlerini yaparak ömürlerini tamamlamak zorunda olan, zamanla sararıp solan sarı güller gibiydi... Siyah gül, nasıl doğal değil de yapaysa acımasızca hadım edilen ve bir yapay kimlikle yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan haremağaları da o kadar yapaydı. Erkek görünümlü, ancak erkeklik görevini yapamayan zavallı siyah güllerdi onlar!” 

  Mühür  


  • Yazarı: Burçin Özdeş
  • Kağıt Bilgisi: İç 70 gr. Enso
  • Kapak: 300 gr. Kuşe Kağıt
  • Basım Tarihi: Haziran 2006
  • ISBN NO: 9944-987-05-0
  • Etiket Fiyatı:12 YTL
  • Türü : Roman
  • Kitap Boyutları:14 X 21 CM
  • Sayfa Sayısı: 248 Sayfa


"Thessaloniki" 9 Kasım 1912, Selanik

 Eleni. Eleni Kavaris. Yaşlı balıkçı Gerasimos’un güzeller güzeli, Rum delikanlıların aralarında ‘denizkızı’ dedikleri, akşam iş dönüşlerinde bir an, tadımlık da olsa göz göze gelebilmek için köşe başlarında yolunu gözledikleri, dillere destan Eleni. Masmavi gözleri denizi kıskandıran, simsiyah, bukle bukle saçları Selanik limanına vuran dalgaların şarkısını kulaklarınıza çalan, yumuşak, yumuşacık, bulut beyazı teni en mağrur gün ışığını utandıran ‘balıkçı Gerasimos’un kızı, Eftelya Eleni’.

                                                ***

Niko toprak oldu, taş oldu. Sürünerek gerisin geri döndürdü zayıf bedenini ve beklemeye başladı. Silah sesleri kesilir kesilmez ayağa fırladı. Bunu yapabildiğine kendi bile şaşırarak tüfeğini kavrayan elleriyle, tüfeğini iki yana deli gibi sallayarak koşmaya başladı. Niko koştu. Koştu koştu koştu. Niko havaya karıştı, rüzgâra karıştı. Rüzgâr oldu, toz oldu. Böyle ne kadar koştu bilinmez. Arkasında kulakları sağır eden bir kükremeyle, güzelim Selanik gecesini bir uğursuz güneş gibi aydınlatan patlama sesiyle koşarken sendeledi. Kafasını korumak için kolları arasına alarak koşmaya devam etti. Selanik’e doğru koştu. Peşine takılan sokak köpeklerini şaşkına çeviren bir hızla koştu…  


 Esas Oğlan


  • Dil: Türkçe
  • Yazar (lar): Ayber Gedikoğlu
  • Yayınevinde kitabın ait olduğu Dizi Adı: Mizah 01
  • Kitabın genel anlamda türü: Mizah Roman
  • Katkıda Bulunanlar:
  • Kapak Çizim: Sefa Sofuoğlu
  • Kapak Tasarım : Vural Kınayman
  • Cilt Bilgisi: Sıcak Tutkallı
  • Kağıt Bilgisi: İç 70 gr. Enso kağıt, Kapak 300 gr. Kuşe kağıt, iç tek renk, kapak 4 renk ofset baskı, Kapak mat selefon gofre kabartma
  • Basım Tarihi: Mart - 2006
  • Sayfa Sayısı: 207
  • Kitap Boyutları: 14x21 cm
  • ISBN No: 9944-987-01-08
  • Barkod No: 9789944987011
  • Etiket Fiyatı: 10 YTL.
  • Çıkış Tarihi: 4/2006.
Ne Dediler?

Mustafa Dalyan: Bu ne lan?
Babam: İyi bok yedin. Zamanında adam olup da bir devlet dairesinde işe başlasan bu durumlara düşmezdin. Şimdiye emekli bile olmuştun. Utanıyorum senden.
Annem: Ne bu hal? Git traş ol, eşkıya gibi olmuşsun.
Eşim: İğrenç. Kendine benzetmişsin. Sen busun işte.
Dedem: İyi ki hayatta değilim, bu rezilliğe dünya gözüyle asla katlanamazdım.
Faruk Abim: Hea, boyamadığın bir bu renk kalmıştı. Bu da oldu şimdi. Fıstık eşi fi.
Oğlum: Keşke takma isim kullansaydın baba. Rezil olacaz ela la m e.
Sefa Sofuoğlu: Baba, valla okudum da, bi şey anlayamadım. Ne desem yalan.
Adını yazmayı bir türlü beceremediğim Nietzckhie: Müziksiz hayat hatadır.
Mustafa Öncül: Adana, sadece adliye haberleri ve bu tür kitaplar değildir. Bu mem­lekette güzel şeyler de vardır.
Malatya Belediye Başkanı: Malatya'nın suları tertemizdir, mikrop neyin yoktur. Aha bak, ben içiyorum, bi şey oldu mu?
Kıvırcık Mustafa: Trömsö- Göteborg maçı banko .
Devrimci Candan : Tavırsızsın oğlum. Dava adamı değilsin.
Deve Arif: Gardaaşş, bakele, o bahsettiğin Arif ben miyim lan? Harbi oyarım. Dayımın 
Oğlu Burak: Abi valla bu aralar çok yoğunum, sonra okusam? Söz, okuyacağım.
Ankaralı Namık Arabada beş, evde onbeş.
Levent Özçelik: Ve gool ve gooll, ağlamak istiyorum.

 
Eski Ankara Evleri  

  • Yazar/Fotoğraf Sanatçısı: Haluk Sargın
  • Dil: Türkçe
  • Sayfa Sayısı:144
  • Kağıt Bilgisi: 1. Hamur
  • Cilt Bilgisi: Ciltli
  • Kitap Boyutları: 20 x 25 cm
  • Basım Tarihi: Ankara, Ekim 2006, 1. Basım
  • ISBN: 9944987085
  • Renkli, Fotoğraflı
  • Kitabın genel anlamda türü: Sanat / Fotoğrafçılık - Fotoğraf Üzerine
  • Etiket Fiyatı: 35.50 YTL

Fotoğraf sanatı ile ilgili çalışmaları AFSAD (Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği) ile başlayan ve hâlen belgesel ağırlıklı fotoğraf çalışmaları devam eden Haluk Sargın, saydam gösterileri yaptı ve birçok karma sergiye katıldı. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül ve sergilemeler aldı. Yarışma kataloglarında ve çeşitli dergilerde yazı ve fotoğrafları yayınlandı. "Yaşama Tutunmak" adlı fotoğraf sergisini Hilmi Uysal ile birlikte açtı. "Antik Ankara" adlı fotoğraf ağırlıklı bir tarih-arkeoloji kitabı da bulunmaktadır.

"... Ev, bizim kültürümüzde, en kapsamlı tanımlamalardan biri: Hem başlıca "yaşam yapımız", hem ailelerimizin odağı, ocağı, yuvası, hem de içsel bir mekân olarak varlığımızın özü, canevimiz...

Haluk Sargın'ın "Yaşayan Eski Ankara Evleri", bir mimari ve kültür destanı... Aynı zamanda, sosyolojik gözlemlerle dolu bir görsel epik... Hem bir nostalji belgesi, hem günümüz yaşamının bir kesiti... Bir yandan da tarihî eser değeri taşıyan kültür varlıklarının ihmal edilişine karşı güçlü bir eleştiri. Ankara'nın ev mirasını yetkililer, geleceğe armağan etmeyecek, edemeyecek ama, Haluk Sargın onları belgeleyerek kurtarıyor. Çektiği fotoğraflar, hem fotoğraf sanatının güçlü örnekleri, hem tarih için kanıtlar. Ortaya çıkan kitap, güzelliklere bürünmüş bir antropoloji başyapıtı"

Prof. Talât S. Halman


Heybe

 

  • Yazarı: Hakan Sevin
  • Kağıt Bilgisi: İç 70 gr. Enso ;
  • Kapak: 300 gr. Kuşe Kağıt
  • Basım Tarihi: Haziran 2006
  • ISBN NO: 9944-987-06-9
  • Barkod No: 9789944987066
  • Etiket Fiyatı: 4.90 YTL
  • Türü: ŞİİR
  • Ebat:14 X 21 CM
  • Sayfa Sayısı: 69


Nefesini tutup çıkacaksın
Galata Kulesi’nin merdivenlerinden...

Güneş Beyazıt Kulesi’nden çalınca saati
gözlerini kamaştıracak İstanbul

Boğazdan

kavak yelleri esmeyecek
bileceksin

Siya    
   


  • Yazarı: Zafer Yalçınpınar
  • Kağıt Bilgisi: İç 70 gr. enso  
  • Kapak: 300 gr. Kuşe Kâğıt
  • Basım Tarihi: Ağustos 2006
  • ISBN No:   9944-987-07-7
  • Etiket Fiyatı: 7 YTL
  • Türü: Öykü
  • Kitap Boyutları: 14 X 21 CM
  • Sayfa Sayısı: 74

Zafer Yalçınpınar, yeni hikâye kitabı SİYA’da kentin kalabalığından belirli çizgiler ve davranışlarla ayrılan üstün adamın yani “kahraman”nın karşısına, şaşırtıcı serüvenleriyle “kişi”, “küçük adam” ve “gündelik gerçek yaşantı”ları yönelterek hikâyeciliğimizi yenileyerek, cesur ve kalıcı adımlar atmıştır.

Parça parça, başkalarına görünmeyen, ama her an yanımızdan geçen insanların duruş hikâyeleri işlenmiş SİYA’da; gerek içsel açılım, gerekse dışsal birliktelikle çeşitli kanalların birleştiği bir anlama ulaşılmış.

SİYA, denizden karaya, karanlıkların içinden siya yaparak gelen küçük bir sandalın kürek palalarının insan ruhunun derinliklerindeki sessiz Argos seyahatidir. 

Vecdi Çıracıoğlu


 Söz İstiyorum


  • Yazar: Zafer Köse
  • Kitabın genel anlamda türü: Roman
  • Katkıda Bulunanlar:
  • Kapak Fotograf: Tuğrul Çakar
  • Cilt Bilgisi: 350 gr. Amerikan Bristol Kapak
  • Kağıt Bilgisi: 70 gr. enso
  • Basım Tarihi: Mayıs 2006
  • Sayfa Sayısı: 244
  • Kitap Boyutları: 14 X 21 cm
  • ISBN No: 9944-987-04-2
  • Barkod No: 9.789.944.987.042
  • Etiket Fiyatı:12 YTL

İnsanların beynine tüketim motiflerini kazıyarak onları şekillendiren üretim ve pazarlama ağına savaş açan beş üniversiteli gencin başkaldırısı… Karşılarında elle tutulur, gözle görülür bir düşman yok...

Kitap okumayı yaygınlaştırmak amacındalar. Neyi, ne kadar, nasıl yaşadığını algılayabilen özgür ve özgün insanların dayanışma içinde yaşadıkları bir toplum yaratmanın peşindeler…

Bunlar, Deniz Kürşat’ın anıları. Ne var ki, kendisi de artık o zamanlar  eleştirdikleri insanlar gibi yaşıyor.

Bazen gerçekçi, bazen ütopik düşüncelerle yaşadıkları o zamanlara dönmek isteyen Deniz’in hikayesini okurken, satır sonlarında soluklanıp düşünmeden edemiyorsunuz. Bazı cümleleri, bazı paragrafları tekrar tekrar okuyorsunuz.

 Hasan Eskil

  
Bir yazarın ilk eseri üstüne söz söylemek risklidir. Zafer Köse’nin, “Söz istiyorum” adlı roman dosyasını okuyunca, ikirciklenmeden bu riski üstlendim.

Öz ve biçim, uyum içinde yürütülmüş. Karakterlerin desenleri iyi çizilmiş; sanki aramızda dolaşıyorlar. Kurgu, bölüm bağlantıları ilmik ilmik işlenmiş.

Özsüz bir yapıt, bir ustanın deyişiyle fütürist bir korkuluktan başka bir şey değildir. Ha meyvesiz ağaç, ha balsız arı ya da üretmeyen yararsız insan örneği. Sözü, Köse’nin yakaladığı sağlam öze getirmek istiyorum:

Deniz Kürşat’ın hayatı, artık bir dizi alışkanlığı yerine getirmekten ibarettir. Her gün aynı pastaneye uğrayıp aynı masada çayını içen, aynı işlerle uğraşan amaçsız, heyecansız biri. Bir gün gördüğü bir gazete haberiyle irkilir. Üniversitede öğrenciyken yaşadıkları gibi yaşamak; hayata müdahale etmeye çalıştıkları, hareketli, coşkulu günlere dönmek ister. Eski arkadaşlarını, eskiden yazdığı yazıları, eski günlüğünü aramaya girişir. Aydınlanma yolunda ve insanları yoksulluktan kurtarmak için yaptıkları planları anımsar. Anılarındaki o planları, o günleri, sonradan yazdığı günlüğünde yeniden yaratır.

Sonunda, geçmişe takılıp kalmanın olumsuzluklarını yaşamak yerine, en iyisi bir yeniye başlamak olduğunu fark eder. İnsan hikâyelerine çarparak yürünen şu köhne dünyanın tozlu yollarında, oysa ne kadar çok yeni vardır...

Güzel yazmak, güzelin peşinden koşmak sadece dünyayı değil, koşanı, yazanı da güzelleştirir.

 Hasan Kıyafet

                                                                                                          
Fotografın Kitabı    


  • Yazar: Cengiz Oğuz Gümrükçü
  • Dil: Türkçe
  • Yayınevinde kitabın ait olduğu Dizi Adı: Fotograf Serisi
  • Kitabın genel anlamda türü: Fotograf Eğitimi
  • Cilt Bilgisi: 300 gr kuşe kapak
  • Kağıt Bilgisi: 90 gr. 1. hamur
  • Basım Tarihi: Ekim 2005
  • Basım Sayısı: 1. Basım
  • Sayfa Sayısı:128
  • Kitap Boyutları: 16 x 23,5 cm
  • ISBN No: 9944-987-02-6
  • Barkod No: 9789944987028
  • Etiket Fiyatı:15 YTL
  • Çıkış Tarihi: Mayıs 2006
Günümüzde fotografçılık dijital bir devrim ile karşı karşıya kalmıştır. Eskiden her evde mutlaka bir adet kompakt, film kullanan bir makine varken şimdi neredeyse her cep telefonunda bir fotograf makinesi bulunmaktadır. Dijital fotografçılık ile beraber yepyeni bir fotograf kültürü oluşmaktadır. Teknolojik gelişim insanların daha çok fotograf paylaşmalarına izin vermekle beraber,  kullanılan ekipman ve fotograf işleme programlarına hakimiyet, çekilen fotograftan daha çok önem taşımaya başlamıştır.


 Hayta



  • Yazar: Erdal Ateş
  • Basım Tarihi:10/2006  
  • ISBN No: 9944987107  
  • Kağıt Bilgisi: İç 70 gr. Enso kağıt,
  • Kapak 300 gr. Kuşe kağıt, iç tek renk,
  • kapak 4 renk ofset baskı.,
  • Kitap Boyutları: 14x21 cm
  • Sayfa Sayısı: 55
  • Dil: Türkçe

Sevgili erimsiz bozkırların kara martısı... Bu mektubu sana yazmamın nedeni, otobüs terminalinde seni uğurlarken, “Sana yazarım!” dememe inanmamandı belki de. Hiçbir zaman okuyamayacağın bu mektubu yazarken sana, içimdeki kanama bir çavlana dönüşüyor bedenimin her hücresine büyük acılar vererek... İntiharın, Hürriyet gazetesinin üçüncü sayfasında küçücük bir haber olarak yer aldı. İş ilanlarına bakmak için aldığım gazeteye öylesine bakarken, o küçük haber, bir anda soluksuz bıraktı beni. Günlerce, sokaklarda dolaştım, bu şehre geldiğin günü, Vişnelik’teki evindeki sevişmelerimizi, yalnızlığının verdiği acılarını düşünerek... Ölüm haberinin üzüntüsünden sevgilimle tam bir haftadır görüşmüyorum. Bileklerini jiletle kesip intihar etmen usuma geldikçe; gardırobun menteşesine sıkıştırdığı, yüzlerce namluya korugan olmuş ölümü bekleyen o genç gerilla resmi ve onun altına yazdığın, “ilkelerine bir kez ihanet eden, hayata karşı lekesiz bir tavır alamaz!” yazısı belleğimde seninle ilgili sorular çoğaltarak deviniyor ha bire... Düşünüyorum da, her gün, ilkelerimize bir kez değil, bin kez ihanet ediyoruz ve hiçbir şey olmamış gibi lekesizce yaşamaya çalışıyoruz... 

 

                                                                                                 Felsence  

  • Yazar: Bilgin Köksal
  • Dil: Türkçe
  • Yayınevinde kitabın ait olduğu Dizi Adı: Anlatı 01
  • Kitabın genel anlamda türü: Felsefe Anlatı.
  • Katkıda Bulunanlar:
  • Kapak Fotoğraf: Cengiz Oğuz Gümrükçü
  • Kapak Tasarım : Vural Kınayman
  • Cilt Bilgisi: Sıcak Tutkallı
  • Kağıt Bilgisi: İç 70 gr. Enso kağıt, Kapak 300 gr. Kuşe kağıt, iç tek renk, kapak 4 renk ofset baskı, Kapak mat selefon gofre kabartma
  • Basım Tarihi: Mart - 2006
  • Sayfa Sayısı: 206
  • Kitap Boyutları: 14x21 cm
  • ISBN No: 9944-987-00-X
  • Barkod No: 9789944987004
  • Etiket Fiyatı: 12 YTL.
  • Çıkış Tarihi: Nisan 2006
Felsefeyi sevmek gerekir. Sevmek için de bilmek gerekir. Çoğumuz sevmiyoruz, çünkü bilmiyoruz.
Felsefeye giriş kitapları bile bizi korkutmaya yeter ölçüde anlaşılmaz bir felsefi dile kilitlenmişken, bu korku ve sevmezlik normaldir. Zira insanlar anlamadıklarından korkar ve kendilerini yetersiz hissederler.
Felsefenin gizli hazine olmaktan çıkartılması için girişimde bulunulmalıydı.
Yapılır, yapılabilir, yapılmaz ya da yapılamaz. En azından denen­meliydi.
Yazar bunu yapmaya çalışırken ilk önce kendi eğlencesini gözönünde bulundurmuş. Eğlenerek öğrenmeyi beceren insanlar, diğerlerini sıkmazlar aksine eğlendirirler.
Felsefeyi gülümseyerek öğreneceksiniz. İddia bu.


-            
www.mevsimsiz.com  
info@mevsimsiz.com.tr


Mevsimsiz Yayınları | Selanik Cd. 28/18 Kızılay/Ankara
 - Telefon: 312-4178877

İkia Dağıtım | Gülbahar Mh. Gayret Sk. No: 21/1-2 Mecidiyeköy / İstanbul
 - Telefon: 212-2724556



... 2005 © Dergi H@vuz

2001 © H@vuz Bilgi Bankası