Karaoğlan 

                  

      Karaoğla Posta Pulları - 2006

KARAOĞLAN NASIL ORTAYA ÇIKTI? 

Ressam ve yazar Abdullah Ziya KAZANOĞLU 1926 yılında çalıştığı derginin kapağı için çizdiği resimle dalga geçen arkadaşlarına kızarak hazırladığı resme yazdığı hikaye girişi ve tefriklar halindeki yazılarla ortaya çıkan OTSUKARCI ve oğlu KAAN, Karaoğlan' ın bebeklik devrini başlatmıştır.

Kazanoğlu ilk romanı Kızıltuğ'un çizgi romana dönüştürülmesi için Suat YALAZ adlı genci seçti. Yalaz 19 ağustos 1959 da Cengiz Han'ın Hazineleri adlı öyküyü Akşam gazetesinde çizmeye başladı. Bu kısa sürecek dönemde Karaoğlan'ın son halini almadan önce geçirmesi gereken bir maceralar yumağı gibidir. Bu döneme Karaoğlan'ın gençlik dönemi diyebiliriz. Abdullah Ziya KAZANOĞLU ve Suat YALAZ birlikte 9 adet KAAN macerası hazırlarlar.

1963'ün Nisan ayında ASYA KAPLANI
macerası ile ilk KARAOĞLAN dergisi gazete bayilerindeydi. Karaoğlan olgunluk dönemine girmiş bulunuyordu artık.

Suat Yalaz çizimlerinde Harold Foster'in Prince Valiant'ından oldukça etkilenmiştir.Abdullah Turhan, Nezih Dündar ve zaman zamanda M. Engin Aslan ile ortaklaşa çalışan Suat Yalaz pek çok serüvenin temelini tarih ve folklorumuzdan yaralanarak hazırlamış aynı ölçüde yabancı edebiyat örneklerini de senaryonun özüne maharetle katmayı başarmıştır. eserlerinde kullandığı dile büyük özen gösteren Suat Yalaz bazı maceralarda maceraların geçtiği zamanda konuşulan dili bilhassa tercih etmiş ve söz konusu maceraya ayrı bir ağırlık katmayı başarmıştır. öykülerinde cinsellik ve erotizmi düzeyli seviyede tutmuştur. Sertlik ve mizahı öykülerinin içine ustalıkla yerleştirmiştir.

KİMDİR?
Karaoğlan atletik, deli dolu, gözü pek ve mert bir Uggur genci olarak tanıtıldı. Bir kahramanda bulunması gerekli özelliklerin hemen hemen hepsine sahip görünüyor. İdeal insan tanımlanmasının içinde yer almakta, kötü alışkanlık diye nitelendirilen; içkiden uzak durmakta, kesinlikle yalan konuşmamaya çalışmakta, dolayısıyla genç okura sağlıklı göndermeler yapmaktadır. Karaoğlan göçebeydi, bir yerde uzun süreli kalmazdı. erkek çocuğa ad koymanın bir törenle gerçekleştirildiği bir dönemde yaşamasına rağmen böyle bir töreni görememişti. Daha el kadar bebe iken annesi bir çete tarafından katledilmiş, son anda yetişen babası bebeği kurtarmayı başarmış, yaralanmış olmasına rağmen bebeği bir ormancıya emanet ederek gitmişti. Bebek kendilerine ait olmadığı için yaşlı ormancı ve hanımı küçüğe ad vermemişler ancak simsiyah saçlarından dolayı ona KARAOĞLAN demekle yetinmişlerdi. Yıllar sonra ününü ASYA KAPLANI KARAOĞLAN diye yapacak olan bu genç adam, babası kılıç ustası BAYBORA, karşılık bir dövüş esnasında tanıştığı ve dost olduğu, midesine düşkün olduğu kadar kavgaya da düşkün yaşlı savaşçı BALABAN, Semerkand da hırsızlık yaparken yakaladığı ve kendisine aşık ettiği BAYIRGÜLÜ, biraz kocamış, at uşağı ÇALIK gibi karakterlerinde küçümsenemez katkılarıyla, bizleri Orta Asya steplerinde özgürlük duygumuzu kamçılayan farklı bir dünyaya itmektedir.

Kaynaklar: 

Sayın Suat Yalaz'ın kendisinden edinilen dökümanlar ve 
www.resimliroman.net/.../karaoglan/ana.htm

  
 Suat Yalaz