Git İşine...

                  



 
Aldığım cevap,
“Ya git işine, deli midir ne”
Katibi adli Behçet’in
Beyaz gömleğindeki lekeye
Uzun uzun baktım,
Güldüm deyyusa,
Devleti Âli’nin kadrolu bir memurunun
Yüreğine yazdığı,
Kızıl, sırma saçlı, fidan boylu,
Gamzelerinde dörtnala yürek sesleri,
Beyaz gerdanında safiyet,
Neşesi, kahkahası yedi tepelerden uğul uğul,
Bakınca yüzüne, utanç suskunluğu,
Çırılçıplak kaskatı bir iffet,
Bunca daha nitelesen
Anlamaz, kılı kıpırdamaz hasbamın .
 
Ben sevdamı, aşkımı tescil ettirmeye gitmişim,
“Ebadı, kutru, ağırlığı” diye sorar.
Kimlik bilgilerini, belgelerini arar.
 
Oysa aklımda, sadece doğduğu yer tabiat,
Tarih olarak, yağmurlu bir sonbahar,
Ve şahit olarak dökülen sarı yapraklar var.
 
Direndim, nafile.
Nasırlaşmış yüreğini çözemedim.
 
Toparladım evrakımı, sarmaladım tekrar yerine,
Yüreğimin kutusuna usulca yerleştirdim.
 
Çıkacakken tam kapıdan,
Seslindi.
“Evlat, yok tescile gerek.”
“Hiçbir sevdanın şiddeti ve kefeni aynı beden değildir.”
“Rahat tut yüreğini, git işine”

 
Stuttgart 26 Şubat 2007

 

 

  
Refik Başdere