Kargı

                  


 
ömrüme saplanan kargının ucu köz
‘ışk’ ateşimin yanında lâl kalır acı
 
ölm korkum değil çûn yok bana ölm
ne denli uzunsa kargı o denli zevku sefâ
 
en zebella zebânî zulm etse ziyân
aklıma rûhuma zevk ol cehennem
 
kanayım hep: böyle hükm sürsün bende ‘hayât’
içerim can içre akan mâiyi ben yâr diye
 
pervâneyim ışığına ‘ışk’ın -daha ne ola
-kanadımda kalsın kargı- yüreğimle uçarım
 
kevgire dönsem de sızmaz sırrımdan sıfât
sırf sihrin kalsın gizli kalan ömrümde
 
derviş ermişe sorsa yok ki cevabı sualin söylesin
sual dediği de ne: kargıyı tutan ‘el’ -bunu ermiş ne bilsin
 
imdi lâf güzâf ise şi’r ne ki
‘ışk’ oduna yanan can içre
 
severim ben o paslı ne’şeyi
ellerinin emri başım üstüne

 

  
 Tan Doğan