Sunum:
Dediler ki…
"Nida Öz musiziert und schreibt,
und in seinen Gedichten folgt er dem Rhythmus seines Empfindens.
Augenblickseindrücke werden manchmal in einem Staccato wiedergegeben, das sich
den LeserInnen unmittelbar mitteilt. Oft drückt er einander widersprechende
Gefühle aus - mit einem Funken Hoffnung auf Harmonie. Und weiß doch, dass diese
Hoffnung sich kaum erfüllen wird."
Dr. Monika Carbe, 24 08 2002,
Frankfurt
"Gerçekte, a(n-ğ)layamadım adlı
şiirinde "hiçbir şey olamadım şiirden başka" diyen Nida Öz, sanatın o geniş
yelpazesi içinde son derece renkli, kabına sığamayan, etkileyici ve üretken bir
sanatçı. Duygusal ve imgesel yoğunluğun ağır bastığı yapıtlarında, özenli bir
şiirsel estetiğin yanı sıra, evrensel, hümanist çizgiler derhal ortaya çıkıyor.
Zaman-zaman onun yüreğinde kopan fırtınalara kapılmak, acılarına eş olmak, ya da
dizelerinde, içinden çıktığı topraklara uçup gidivermek, pişen bir ekmeğin
kokusunu yanı başınızda duyumsamak ne güzel... Nida Öz'ün yeni şiirleri
kuşkusuz, okurunu yine sevgiyle sarmalayacak."
Dr. M. Halit Umar, 03 04 2002,
Rotterdam
"Dilin sonsuz gücüne karşı savaş
vermek her şairin kaçınılmaz yazgısıdır. Sözcüklere yaşam vermek yürek ister.
Nida Öz'ün şiirleri bu anlamda okuyucusunu varoluşun derinliklerine
götürebilecek, ibresi hayata dönük, birer pusuladır."
Gülbahar Kültür, 03 04 2002,
Bremen
"Bir insan yaşını başını alıp ta
hâlâ şiirle, edebiyatla filan uğraşıyorsa çoğunluğun gözünde hapı yutmuştur;
adam yerine de konulmaz! Hâlbuki şiirle miirle uğraşan bu insan artık bir
okyanusun (H@vuz'un değil) içine dalmıştır, güzellikler okyanusunun içine hem
de... Şair, kalleşlerin, kapkaççıların, haramzade ve dolandırıcıların, din
simsarlarının, savaşı ticaret sayarak insanları öldürmeyi göze alıp milyonlar
kazanan insan müsveddelerinin yer alamayacakları yepyeni bir dünyanın
kurulmasında, usanmadan güzellikler üretecektir...
Yaşasın sanat, yaşasın
EDEBİYAT!"
Demir Gökgöl, 02 04 2001,
Hamburg
"Sevgili kalem-kelâm dostu!
Biliyoruz ki sevgiye, dostluğa, esenliğe, gül bahçelerine uzanmak masallar
ülkesindedir. Burada bile dikenlere katlanmak gerekebilir. Sevgi ve paylaşım
bahçesini sık-sık sulamamız, dikenlerini de beraberce budamamız lâzım; aşkla,
işle, deyişle, şiirle... Sevgili şair dostum, yürek arkadaşım Nida Öz, sözleri
öz(e), kâğıtlara dökebilen, bunlardan yaptığı gemilerle denize, okyanuslara
ulaşmaya çalışan bir şiir pınarıdır. Denizlere ulaşamayan, ulaşmak için yatak
açmayanlar kururlar. Nida dostun bazen duru, bazen kabına sığmayan şiirlerinden,
bu ırmağın suyundan tadabilmek için buyurun "Ahşap Bulutlar" altına, şiir ve
sanat adına..."
Ozan Şah Turna, 01 04 2002,
Berlin
"Onun tanımlamasıyla, Milli
piyangoda büyük ikramiye İstanbul şehrinde başlayan ve bambaşka bir coğrafyada
devam eden bir yaşamdan; kırgınlıkların, öfkelerin, isyanların, hayal
kırıklıklarının ve acıların satırlara döküldüğü, mutlulukların ise, ancak hüznün
tadını bilenlerin anlaması için satır aralarına gizlendiği yıllık hayatın izleri
bu kitapta... Nida Öz, yüreğine sığıp da bu hayata sığmayan yaşanmışlıkların ya
da yaşanmamışlıkların ne kadarını paylaştı bizimle bilmiyorum... Ama tahminim
paylaşmadıklarının daha çok olduğu yönünde. Kim bilir belki de başka kitaplara
sakladı onları ya da kendine. Umarım başka
kitaplaradır..."
Feray Ulak, 29 03 2002, Ankara
"Ve Allah Nida'yı sevmek için
yaratmış desem, zannederim yanlış bir şey söylemiş olmam. Bizlerin, 'gerçekten,
bir insan bu kadar âşık olabilir mi?' sorumuza, duyguları ile bu kadar haşır
neşir olmuş insanlar olarak, yanıtımız: 'evet'ten başka bir şey olamaz. Nida
bunu, İstanbul'a hasretinde, insanlara özleminde, aşka güveninde dile getirmeye
uğraşırken; martıların daha sesli bağrıştıklarını, denizin coşkuyla sahili
öpüşünü, sevgililerin ise daha sıkı birbirlerine sarıldıklarını hissediyoruz.
Bence Nida, bir sevgi ustası, bir aşk tanrısı ve de memleketinden kopamamış bir
Anadolu çocuğu; canıyla, kanıyla,
sevdasıyla..."
Suzan Emine Kaube, 11 04 2002,
Rellingen
"Günümüzde sarkan sıkıntıların
upuzun yansımalarına karşı çıkmakla kalmıyor.., bunları dağarcığındaki
duygularıyla yoğurarak şiir hâlinde sunuyor. Müziklendirilmiş şiir ve
şiirlendirilmiş müziğin iç içe ahengiyle, sevdasını en uzaklara taşımayı
amaçlarken de o, tek noktada kalmıyor. Umut ve sevinci olumsuzlukların karşısına
oturtmayı başardığı gibi, yarınlara açtığı pencerelerden şiirleriyle bir köprü
kuruyor. Elbette Nida ÖZ'den bahsediyorum! Aynaların gizli örtüsünü sıyırarak
gerisindekilerini göstermeye çalışması ise onun yüreğindeki duyguların
berraklığından kaynaklanıyor. Nida ÖZ her şeye rağmen, Ahşap Bulutlar'a
yüklediği enerjisiyle, özündekilerini anlatmaktan da
çekinmiyor!"
Üzeyir Lokman Çaycı, 26 08 2002,
Paris