ADAM YAYINCILIK
Yayın Yılı:1992; 88 sayfa; 1.HAMUR;
13,5x19,5 cm; KARTON KAPAK;
ISBN:9754181438
 
 
 
Rüzgârla Dolu
 
Kalbim Ağlamaklı

Kalbim ağlamaklı
Gece yağan kardan
İstasyon, tren rayları
Hüzünle dolaştığım nehir
Kar altında şimdi
Bütün şehir

Hırsla fırlıyorum sokağa
Duvarda günün reklam afişi
'İnsanlar güzel ve iyi şeylere layıktır!'
On yılını doldurdu içerde
Seksende içeri alınan
Her biri

Dağlardan yana çevriliyor gözlerim
Siyah bir ay yokluyor sisli dorukları
Sorsam bu ülkenin acıklı tarihini verecek
Tek başına, boynu eğik duran her çiçek
Kalbim ağlamaklı
Gece, apansız yağan kardan mı
Kimse bilmeyecek

Buz tuttu şimdiden yürüdüğüm asfallt
Açık açık ağlıyorum hırsımdan artık
Tek bir beyaz sayfası kalmamak üzre
Kirlendi hayatın defteri
Yıllar geçti
Hâlâ kulaklarımdan çınlıyor
Eskici bir babanın üzgün sesi
'Ah! Mutluluktan yana değildir hayat.'
 
Ali Asker Barut
Buchpräsentation
Titel: Modell der Melancholie – Modell der Melancholie
Autor, Herausgeber, Übersetzer u.a.: Ali Asker BARUT, Monika CARBE
Bereich: Gedichte
Auflage: 1. Auflage
Veröffentlichungsjahr: 2000
Themen-Nr.:811.42
Seitenzahl: X, 69 Seiten
Format: 20 cm
Publikations-Nr.: 2457
Serientitel:Kultur-Literaturwerke
Serien-Nr.: 287-90
ISBN: 975-17-2378-7
Auflagenzahl: 2000 Exemplare
Preis:TL 600.000.-
Inhalt: Ali Asker Baruts Gedichtsbuch “Rüzgarla Dolu” in Deutsch.
ADAM YAYINCILIK
Basım yılı: 1995; 92 sayfa; 1.HAMUR; 13,5x19,5 cm; KARTON KAPAK; ISBN: 9754183112

Yağmurlu Leylak

„İnsan, sonradan gidip yerlesği yeri, daha önceden yaşadığı yerin, küçük bir maketi hâline getiriyor zamanla..

Şehrin ortasından geçen kirli Ren, martılar, arada gürültüyle kalkan birkaç motor, o motorların gelip geçerken yarattığı dalgaların ortasında yanıp sönen eski deniz feneri, akşamları nehir kenarında bir cumartesi hüznünü dagıtmaya çalışan boynu bükük Türkçe...

Bana, bırakıp geldigim sehri yaşattı çoğunlukla. Şiir denen can simidimle daha ne kadar batmadan, su yüzünde durabilirim bilmiyorum, bildigim, bu maket şehirde altı yıldır, şiir tek dayanagım!..

Onunla dayanıyorum çok şeye.“

A. A. Barut

          Ancak Böyle

          Son yıldızın düştüğü yerde,
          Hüzünden bir kaleyim.
          Tüylerinin arasına gömüyor başını,
          Karşı damda bir güvercin yavrusu.
          Gece başlayalı çok oldu.
          Uzakta ışıklarını kısıyor,
          Küçük bir kasaba istasyonu.

          Yükseliyor yükseliyor rüzgâr
          İçine alıyor,
          Yaprak, kâğıt ne varsa.
          Bu rüzgârın bir eşi de içimde doğsa, nerde?..
          Hey garson bir içki daha"
          Ancak böyle anlaşıyorum
          İçimdeki karanlıkla.

 Yapı Kredi Yayınları 1994 (İlk baskısı bitmiştir)
 (Kapak resmi temsilidir)

 

 

Bu kitaptaki şiirler Almanya'da yazıldı. Burdan oraya, Üsküdar'a, bıraktıklarıma, kendimle beraber getirdiklerimle attığım üzgün bir bakış. Adres sorduğunuz biri, sorduğunuz adresi, ancak aklında kalan çizgileriyle nasıl tarif ederse size, bu şiirlerle ben de içimdeki Üsküdar'ı öyle tarif ettim kendime.

Adres sorduğunuz kişinin tarifini geliştirip destekleyen birileri her zaman çıkar etraftan. Bu yanıyla, Önce Kadınlar' kitabının arkalarına sıkışıp kalmış 'Üsküdarlama'yı sevgiyle anıyorum. Sağol Metin Abi!'

-Ali Asker Barut

Bitmiş Bir Aşaktan Sonra
 
Günün tek yolcu yanaşıyor
Bol kuşlu solgun Üsküdar akşamına
Reklam karışmış hayata şiirler sürüyorum odamdan
Odamdan ince anlamlar yüklüyorum kaba hayata
 
Leylak renginde bir yağıyor Üsküdar’a
Alıp hemen orada yeni başladığım şiire sokuyorum
Yağmurun ağlattığı turuncu bir kadını
 
Yüzünde hüzünle taşıdığı taşırttığı giderek yüzüne
Doğulu bir çift simsiyah göz
Dalıp gidiyor gecenin geciktiği dağların ardına
 
Ne zaman yağmur yağmışsa
Leylak renginde
Bitmiş bir aşktan sonra
Üsküdar’a
 
Kızkulesi
 
Denizin ortasında
Uykusu kaçmış bir gemi
Bütün ışıklarını açıyor
Uzaktan çapkın çapkın
Göz kırpıyor deniz feneri
Ay doğuyor, sandallar toplanıyor bir araya
Kaçın kurası Üsküdar vapuru
Saat başı görücü gönderiyor
Güvertesinden bir kuşu
Onunsa derdi başka
Bambaşka
Her şairle ayrı
Adı çıktığından beri

Ali Asker Barut
ADAM YAYINCILIK
Yayın Yılı: 1998; 80 sayfa;
1.HAMUR; 13,5x19,5 cm;
KARTON KAPAK;
ISBN:957-418-534-4
80 sayfadan oluşan “Karanfil Kırıkları” 77 şiir içeriyor.
 
 
Karanfil Kırıkları

Kimileri, adımın sertliğine karşın şiirlerimi çok yumuşak buldu. Kimileri adımdan ötürü şiirlerime yaklaşamadığını söyledi. Kimi öyle buldu, kimi böyle söyledi. Benerci Kendini Niçin Öldürdü? kitabında, Benerci' nin iki kaşının arasından kan sızan başının Nazım hikmet' in dizleri üzerine düştüğü bir sahne vardır: Nazım Hikmet, dostları tarafından bayılıncaya kadar taşlanan Benerci' yi savunmak için camları parçalanmış, pervazları kanlı pencereye çıkarak kalabalığın peşinden şöyle feryad eder:

“Benerci benim oğlum.

Onu ben Kellemden, etimden, iskeletimden

sizin için doğurdum...”

Bu şiirlerin her biri benim oğlum.Onları ben, gecemi gündüzüme katarak kellemden , etimden, iskeletimden sizler için doğurdum. Acemilik vardır. Kimi yerde, bağıracağı beklenirken, beklenmedik bir şekilde susmuştur. Her şey ,ama her şey söylenebilir. Bir tek şey söylenemez ama: Dürüst olmadıkları. Dürüst ve içten olduğundan ötürüdür ki, her dönemde, hep yüksek tutulmuştur şiir.

-Ali Asker Barut

Karanfil Kırıkları adlı şiir kitabının “Cemal Süreya gibi” bölümünden.

Esmer Bir Kuş
 
Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda
Süryani hüznüyle bir kadın, güvertede
Yan yana oturuyor terkedilmiş güzgârla.
Aralarında neler konuştular
Yolculuk boyunca, bilmiyorum ama
Kadının bir bakışı var yüzünde uzaklar
Yalnızlıktan bütünlemeye bırakır
Gemiyi, bembeyaz teniyle acıklarda.
 
Oturduğu sıranın ucunda,
İçilmiş iki çay boşu.
Dolbadahce Sarayı'nın üstünde
Esmer bir kuş dolduruyor
Gökteki boşluğu.
ADAM YAYINCILIK
Yayın Yılı: 2000; 62 sayfa;
1.HAMUR; 13,5x19,5 cm;
KARTON KAPAK;
ISBN:6754186359
 
 
 
Ay Sözlüğü

İyi bir şair ama kötü bir eleştrimenin Ali Asker, şiirlerini nerede, nasıl bozulduğunu anlamıyorsun.

-Memet Fuat

Ali Asker bana bir zamanlar çok sevip de sonra unuttuğum eski bir şairi hatırlatıyor. Bunu hem kendisi hatırlatıyor Ali asker'in, hem de şiirleri. Çünkü günümüzün şairi değil Ali Asker, sevdiğimiz, karşı çıkmanın erdemine sahip olduğumuz, aşktan, şiirden eözgürlükten başka bir şey düşünmediğimiz eski zamanların şairi. Eski zamanlar gibi eski şairler de iyidir, ve bence Ali Asker eski bir şairdir. Umarım hep o unuttuğum eski şairi hatırlatır bana, 'eski şair' Ali Asker Barut olarak kalır.

-Haydar Ergülen

Ali`nin politik kimliğinin şiirlerde gitgide ağır basmaya başlaması, onu katı bir şiirin, sert bir şiirin kenarına akıtacağına tam tersine daha ince, daha duyarlı bir bakış açısına götürmüş durumda. İyi ve kötü şairlerin bazılarını kesinlikle bir ulusun edebiyatına dahil edemessiniz.

Onlar hiç bir akıma dahil olmadıkları gibi, yanlızca şiiri’nin tek tanığı, tek tanrısı, tek sorumlusu olarak anılırlar. Bana göre bir Nazim Hikmet şiiri, bir Atilla İlhan şiiri, bir İsmet Özer şiiri, bir Tevik Fikret şiiri, bir Yahya Kemal şiiri’nin olmasının nedeni de budur. Henüz o kadar ustalasmasa da bir Ali Asker Barut şiirinin yazıldığı kesin. Ne diyelim: Yüreğinde imge, cebinde Türkiye’ye kesin dönüs bileti eksik olmasın.

-K. İskender

Ay Sözlüğü

Ay gücenik bir bakışmış
Çekilmiş tenhalara
İçinden üzülmüş

Ay gümüşmüş
Düşmüş suya
Üşümüş

Ay beyazmış
Çayır çimenlerde
Şavkıyla sevinmiş

Epeski bir düşmüş
Dolaşmış bütün rüyaları
Çocuklardan alınganlıklar edinmiş

Ali Asker Barut
ADAM YAYINCILIK
Yayın Yılı: 2005
77 sayfa,1. Hamur.
14x20 cm; Karton Kapak
ISBN: 9754188548

Sarhoş Böcek Şarkıları

Kaybedilenler için bir yas, hayat için bir özür gibi bayağılaşmıyor Ali Asker'in anlattığı hüzün, daha çok çelişkilerle örülmüş karmaşık bir resim onunkisi.

- Monika Carbe

Kesilmiş süt gibi imgeler şiirlerinde. Ekşi bir ağlamaklılık, iç burkan bir öksüzlük. Ürkü, aşk, düş, kent arasına kurmuş şiirinin örümcek ağını.

- Küçük İskender

Gerçek ya da imgelem dünyasında yaşamadığı, duyumsamadığı hiçbir durumun, olayın, an'ın şiirini yazmıyor, yazmayacak; yazdıkları, yazacakları yaşam çizgisinin "estetize edilmiş" seyir defteri olacak hep.

- Ramis Dara

ADAM YAYINCILIK
 
İletisim adresi:
 
Kücükparmakkapı Sok. No. 17
80060 Beyoğlu-İstanbul
 
Tel: 0090 (0) 212 293 41 05 - 292 09 47 (3 hat)
E-Mail:adam@ada.net.tr
FAX: 0090 (0) 212 293 41 08

[ANA SAYFA] [HAVUZ YAYINLARI] [YAPITLARIMIZ] ['HAVUZ'DAKiLER] [NEDEN H@VUZ?] [A - B - C - Ç] [D - E - F] [G - H  - I] [J - K] [L - M - N] [O - Ö - P] [R - S - T] [U - Ü - V] [Y - Z] [iLETiSiM / KATILIM] [CAGDAS ARMAGANLAR] [SANATCILAR iNiSiYATiFi] [SiZiN WEB SiTENiZ?] [ETKiNLiKLERiMiZ] [HAVUZ GÜNCEL] [BAGLANTILAR]