ZEYNEP ŞEHRİBAN GÖZEN
 
"Ayaz bir aralık gününde İzmir'de doğmuşum. Sonraları Türkiye'nin çeşitli il ve ilçelerinde yaşadım. Bu yüzden okul yaşantım hep bulmuşla-yitirmişlik arası bir şey oldu. Günün birinde yurt içindeki göçlerin bir şeye yaramadığına karar verip, bir nisan sabahı yüklenip düşlerimi, bulmakla-yitirmek arası duyguları yaşamayacağımı düşündüğüm bir ülkeye, Almanya'ya; 'umuda göç'e karar verdim." dedikten sonra şöyle devam ediyor Zeynep Şehriban: "O gün bugün sürer gönüllü tutsaklığım yabanda. Yüreğimin bir ucu 'artık dön' dese de, diğer ucu bulmuşla kaybetmişliğin eski günlerine götürür-getirir beni.
 
Yaban bana birçok şeyin yanı sıra duygularımı kağıda aktarmayı da öğretti. Umuda göç, daha bir güçlendirdi bu duyguları. Şiir denemelerim çoğaldı. Hüznüme, sevincime hep o beyaz kâğıtlar ortak oldu. "29 Harfle Dünyadan 29 Şair" adlı bu yapıtta 'Gönlüm Yaşamaya Vurgun' aldı kitapta toplamayı düşündüğüm şiirlerimden birkaçını sizlerle paylaşmak istedim."
 
Bana Ne'ci mi Olduk?
 
İş mi bu dostum
iş mi bu?
Kan gövdeyi
götürürken
dünyada,
kırarken
kardeş kardeşi,
çürürken
zindanlarda
insanlar.
Oturmuşuz seninle,
yorgun
bir
gurbet akşamında.
Önümüzde rakı,
hem de Tekirdağı.
Kavun, peynir,
sigara böreği.
Veryansın ediyor
Dede Efendiler
hüzzamlar,
konuşuyoruz
memleketten,
sevdadan,
hasretten.
İş mi bu dostum,
iş mi bu?
Kan gövdeyi
götürürken.