Mehmet CANBOLAT
 
1957 Tarsus doğumlu olan ve yüksek öğrenimini Türkiye'de işletme dalında yapan Mehmet Canbolat, Cumhuriyet ve Dünya gazetelerinde çalıştı. 1980 yılında Almanya'ya yerleşti ve "Çukurova örneğinde Türkiye'de İç Göçler" konusunda Avrupa kaynaklarına dayalı bir araştırma yaptı. Almanya-Avrupa içerikli sayısız haber ve yorumu Türkiye'deki çeşitli görsel ve yazılı yayın organlarında yer alan Mehmet Canbolat, AB-Ankara ilişkileri konusundaki gözlem ve deneyimlerini "Avrupa Bir Düş... Bir Hedef... Zorlu Bir Yol..." adlı kitabında topladı. "Almanya - Yaban ve Türkler" konulu çeşitli öykü ve gezi yazıları, gerek Türkçe gerek Almanca olarak birçok antolojide yer alan Mehmet Canbolat'ın "Yunus - Yitik Bir İnsanın Ruh Halleri" ve "Vatan Haini Niyazi" adlı iki ayrı öykü-gözlem kitabı da bulunuyor. Yurtdışında radyo ve televizyon haberciliği alanında çalışan, evli l kız çocuğu babası Mehmet Canbolat, 1993 yılından bu yana Almanya'da
 
 
adlı aylık bir Türkçe gazete de yayınlıyor ve 1997'den beri DSP Parti Meclisi üyesi.
 Avrupa Hakkında ne bilmek istiyorsanız.
 
Kaynak bir kitap! Ayrıca Türkçe.
 
A’dan Z’ye AB Rehberi!
 
Mehmet Canbolat’ın AB’yi doğrudan ve dolaylı biçimde ilgilendirecek boyutlardaki tüm bilgileri içeren ve Türkiye'de DSP Eğitim Yayınları arasında çıkan 460 sayfalık bu kaynak eseri, büyük ilgi görüyor. "Avrupa Birliği denilen bu gizemi ben de biraz yakından bilmek istiyorum" diyen herkese bir başucu kitabı olabilecek bu çalışmayı, Toplum okurları da sadece 3 Euro tutarındaki posta pulu karşılığı aşağıdaki adresten isteyebilecek: Toplum. (Kitap) Postfach 11 33 63201
Ladikli Niyazi, Sultan Klaus Osman Pascha, Yunus, Satı, Hilmi Elendi ve daha niceleri... Kitabın kapağına bakıp ta sakın ha bunları hain sanmayın. Hepsi sizden bizden, içimizden birileri... Öylesine masum.
 
Onların hainliği bize değil. Okuyucusuna değil. Yazarına. Her birinin dünyasını allak bullak eden öyküleri, klasik anlamda söylendiği gibi öyle bir solukta okunacak gibi değil. Siz siz olun, her anlatının ardından birkaç kez nefes alın. Durup dinlenin ve beyninizdeki ışıkları açıp öykünün kahramanını şöyle bir içinizde arayın.
 
Bir şeyler bulacaksınız. Küçük bir parça da olsa..."O benim işte!" diyeceksiniz içinizdeki şeytanı keşfetmenin keyfiyle. Çünkü bu öykülerdeki kahramanlar, Niyazi, Sultan Klaus Osman Pascha, Yunus, Sah, Hilmi Efendi ve daha niceleri sizden, bizden hepimizden birer küçük parça, birer somut kesit. Okudukça ruhunuz genişliyor ve yolunuzdaki ayna büyüyüp berraklaşıyor. İçinizi yansıtıyor.
 
Okumanızı ısrarla salık veriyoruz. Sayfaları çevirirken sakın ha kızmayın kahramanlarımıza. Ama istiyorsanız, şeytana uyup; gülün gülebildiğiniz kadar... Bir şartımız var. O da; gülerken biraz da düşünün. Sağlığında "Buz gibi soğuk ve asık suratlı " Aziz Nesin’i bile gülümseten, Mehmet Canbolat'ı zorlayan bu anlatıları, içinizdeki şeytanları gün ışığına çıkartın. Bakın o zaman nasıl rahatlayacaksınız.